Geride bıraktığımız pazar gecesine Varlık Fonu damgasını vurdu malum. Türkiye'nin dev kuruluşları bir bir Varlık Fonu'na devrolurken, konu pek çok tartışmayı, eleştiri ve endişeyi de beraberinde getirdi.
Herkesin ne olup bittiğini anlamaya çalıştığı bu ortamda ise, ekonomi danışmanı ve öğretim görevlisi Mahfi Eğilmez'in konuyla ilgili aylar önce kaleme aldığı yazısı paylaşım rekoru kırıyor. Eğilmez'in konuyu tane tane anlattığı yazısını özetleyerek düzenledik.
Mahfi Eğilmez'in blog yazılarına buradan, Twitter hesabına ise buradan ulaşabilirsiniz.
"Sadece başbakan tarafından atanan bağımsız denetçilerle denetlenebilecekler." Şu cümle bile korkutmaya yetti.
Ülke batıyor. Telaffuz etmesi yasak olduğu için kimse krizi anamıyor. İflasa doğru ilerliyoruz. Bunun en somut örneği 3. havalimanı inşaatında çalışan taşeronların birer birer çekilmesiydi. Son halka ise Havaalanı ihalesini alan konsorsiyumun en güçlü halkası Limak'ın çekilmesidir. AKP ihaleleri gelir garantisiyle satar. Yani devletten ihale alan hiç bir şirket zarar edemez. Edecek olursa zararını devlet karşılar. Velhasıl kelâm ardı ardına gelen iflas, çekilme, zarar için devletin yeni bir kaynak bulması gerekiyor. Ancak CB'nin de belirttiği gibi "Tulumbada su bitti." Tek çıkar yol yüksek gelir getiren kamu kurumlarının Sayıştay gibi özerk bir kurumun denetimine tabi tutulmadan kaynağa dönüştürülmesiydi. Anayasal olarak mümkün değildi, minareyi çalan kılıfını hazırlar vecizinde bahsedilen olay vuku buldu.
nereye ellerini atsalar bok oluyor yaa.