Muhafazakar tabanın yekpare bir yapı olmadığını bir örnekle anlatıyor:
'Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) muhafazakar insanların hayatında önemli bir söz sahibi ama öbür taraftan da DİB'in karşı çıktığı bazı şeyler artık o insanlar tarafından yaşanıyor. Tırnak içinde en hafif örneklerinden biri evlilik öncesi flört mesela.'
Peki bu söylemin, hedef alınan LGBTİ'ler üzerinde nasıl bir etkisi oluyor?
Aynı zamanda Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı olan Doç. Dr. Çarkoğlu, 'Ben burada kendi alanımın şapkasını giyip bu söylemin bireyler üstüne ne yaptığı hakkında bir iki şey söylemek isterim' diyor ve ekliyor:
'Psikoloji alanın yıllardır, bu tür söylemlerin ötekileştirilen taraf üzerinde ciddi travmatik etkiler yarattığını gösteren çalışmalar yapılıyor.
'Travma aniden olan bir olay olarak düşünülür ama bu tip söylemler sinsi travma denen, sinsice biriken ve artan bir travma hissine yol açıyor.
'O yüzden bunun bir etkisini ben kesin olarak biliyorum: LGBTİ+ bireylerde ciddi bir ruh sağlığı problemine yol açacak. Depresyon, endişe bozuklukları, kaygı sorunları, strese bağlı bir sürü fiziksel hastalık…
'Çünkü bu çok ciddi bir şey. Kendi ülkende, kendi yerinde değilmişsin hissi yaratıyor ve bunun getirdiği çok ciddi yükler var.'
Çarkoğlu, bütün bunların güç dengesindeki değişimden kaynaklanma ihtimali bulunduğunu söylüyor.
Toplumsal cinsiyet alanında çalışan Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu'ndan (SOAS) Emeritus Prof. Deniz Kandiyoti'nin, bir güç dengesizliğinde güçsüz tarafın güç kazanmasıyla birlikte denge noktasına yaklaşıldıkça güçlü taraftan daha fazla tepki geldiğine dair görüşünden bahseden Çarkoğlu, 'Kadınlar için de, feminist harekete karşı en büyük saldırılardan birinin yaşandığı günlerden geçiyoruz. Bunun sebebine baktığımızda da tam kadın erkek eşitliği konusunda bir dönüm noktasına gelmeye başlamamızı görebiliriz' ifadelerini kullanıyor.
Feminist harekete gösterilen tepkinin LGBTİ+ hareketine gösterilen tepkilerle genellikle paralel gittiğini söyleyen Çarkoğlu, 'Belirli bir güç dengesinin oluşmaya başladığı noktalarda güç odağı tekrar gücü ele almak için tekrar bir reaksiyon veriyor diye Deniz hoca gibi biraz Polyannacı bir şey söylemek istiyorum' diyor ve ekliyor:
'Çünkü bu bir şeyleri eşitlemeye başladık demek. Belki hayaldir, onu da tarih gösterecek sonuçta.'
Bence yetişkin bir birey eşcinsellikten bu kadar korkuyor ve kendinden uzakta kalmasını istiyorsa burada korkulan şey eşcinsel bireyler değil de kişinin kendine dair kabullenemediği şüpheleridir. Gözden ırak gönülden de ırak misali.
Çok basit amaç gündemi değiştirmek,çünkü biliyorlar ki her ne kadar şuan bizleri destekleyenler artsa da ülkede hâlâ bir kısım "şu eşcinsellere biri bi laf atsada bizde twitterda falan lut kavmi tarzında paylaşımlar yapsak ve şunlara bir güzel sövsek" diye pusuda bekliyor. Çünkü Biliyorlar ki bu ülkede eşcinsellik taciz ve tecavüzden daha büyük tepki görüyor. Onlarda gündemi değiştirmek için ellerine geçen fırsatı iyi bir şekilde kullanmaya çalışıyor. Fakat yaptıkları bu açıklamalar sanki bizi destekleyenleri daha da arttırıyor gibi.
boş boş işler. boun psikoloji mezunu, abd'de master yapmış biri olarak belirtmeliyim ki ibnelik normal değildir, aklı başında her insan da bunun bilincindedir. homofobikliği savunacağız. dinlerin kadın düşmanı yönleriymiş. hassiktir ordan.