İklim Değişikliğinin Karanlık Yüzü: İklim Mültecileri

İklim mültecisi terimi, iklim değişikliğinin meydana getirdiği sel, kuraklık ya da denizlerin yükselmesi gibi felaketler yüzünden evlerinden olan bireyleri tanımlıyor. Alaska yerlileri ve Okyanusya’nın deniz seviyesinin altındaki yerleşim bölgelerinde yaşayan uluslar da dahil olmak üzere 'iklim değişikliğinin ilk kurbanları' diye nitelendirebileceğimiz insan toplulukları hızla artıyor.

Bu insanların sığınak arama sebepleri iklim değişikliği. Uzun zamandır iklim değişikliğinin etkilerini yaşıyorlar. Ancak tek yurtları ve şehre göre daha geleneksel olan yaşam tarzları onları ısınan dünyamızın sonuçlarına karşı giderek daha güçsüz ve savunmasız kılıyor.

'Felaket'

Sert rüzgârlar ve gelgit kabarmalarıyla tamamen tahrip olmuş köyler, nesillerdir aileleri orada yaşamış insanların eski yaşamlarına veda etmek zorunda kalması… 

Gaia Dergi'de yer alan habere göre bu bir Polinezya ülkesi olan Tuvalu ve halkı için felaket demek. Dokuz adada toplam 11 bin kişilik nüfusuyla Tuvalu’nun beşte biri, evlerini daha büyük adalarda sığınak aramak için çoktan terk etmek zorunda kaldı ve Tuvalu maalesef yalnız değil. Kiribati’nin Güney Pasifik adaları, Vanuatuve Maldivler de hızla yaklaşan deniz seviyesi tehlikesiyle yüzleşmek zorunda kalan yerler arasında.

Maldivler, deniz seviyesinin en büyük tehditlerinden biri ile karşı karşıya

Maldivler’in, deniz seviyesinin en büyük tehditlerinden biri ile karşı karşıya olduğu ortada. 2,4 metreye yükselen deniz seviyesi ekonomi ve yerleşim açısından meydana getirdiği değişimlerle hem ekonomi hem de yerleşim açısından büyük sorunlar doğuracak. Kutuplardaki buz erimeleri Maldivler’de deniz tuzunun azalmasına ve su seviyesinin yükselmesine yol açarak denizdeki canlılığı ve ekosistemi tehdit ediyor. Deniz habitatı artık eskisi kadar çok sayıda balık türünü canlı tutamıyor.

Tüm bunların Maldivler’in ekonomisinin yüzde 25’inden fazlasına destek sağlayan turizme etki ederek halkın yeni iş arayışı nedeniyle göç vermesine sebep olabilir. Tüm bunlara sebep olan doğal etkenler temel olarak volkanik hareketler ve güneş radyasyonu. Dünyanın enerji dengesi göz önünde bulundurulduğunda bu faktörler gelen enerji miktarını etkiliyor. Volkanik püskürmeler süreksiz ve aralıklı olmakla birlikte iklime etkisi daha kısa vadelidir. Güneş ışınımlarındaki değişimler ise geçen yüzyıldan beri iklim değişikliğine katkı sağlıyor, ancak Sanayi Devrimi’nden bu yana sera gazlarının da etkisiyle atmosfere verilen zarar Güneş’in yaptıklarını elliye katladı.

Ormancılık ve tarım için yapılan kalıcı değişiklikler veya fosil yakıt kullanımı gibi insan faaliyetleri de iklim değişikliğine sebep olur. Bu beşeri etki Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana çok ciddi miktarda artış göstermiştir. Çevresel sonuçları bir yana, bu faaliyetler yeryüzünün yapısını değiştirdi ve atmosfere birçok madde salımına sebep oldu.

31 milyondan fazla insan, iklim ile alakalı 2012’deki felaketler yüzünden göç etmek zorunda kaldı.

Tüm bu iç karartıcı ve hem sebepleri hem de sonuçları dehşet verici olan iklim değişikliği gerçeklerinden sonra nihayet etkileri biraz olsun yavaşlatmanın yolları olduğunu söyleyebiliriz. Ulaşımı mümkün olduğunca sera gazı salımını engelleyerek (yaya veya bisikletle ulaşım sağlayarak) ya da araçsız gidemiyorsak en yakıt verimli aracı kullanarak, ampulleri LED ışıklarla değiştirerek ve tabii ki gereksiz olanı söndürerek ve üzerindeEnergy Star® etiketi bulunan elektronik ürünleri satın alarak enerji tasarrufu yapabilir, karbon salımını azaltabilirsiniz.

Vegan ve yerel beslenmek, yenilenebilir enerjiyi tercih etmek, atık ve çöpleri geri dönüştürmek ile en önemlisi gelecek nesilleri bu konuda bilinçlendirmek iklim değişikliğini yavaşlatabilir. Yeşil dostu bir yaşam seçerek iklim değişimini engellemek mümkün.

Gaia Dergi, Eco WatchNational Geographic

Popüler İçerikler

Bozdoğan Kemeri'ndeki Polis Barikatına Sosyal Medyadan Gelen İlk Tepkiler
Kızılcık Şerbeti Yapımcısından Müjdat Gezen'in Olay İddiasına Sert Yanıt!
'İmam' Halil Konakçı, İlber Ortaylı'ya Ateş Püskürdü! 'Bizans Tohumu, Yunanlı, Dönme!'
YORUMLAR
26.01.2016

Turkiye ise bunlara tamamen yabanci asla dusunmez. Örneğin her kis doguda karlari temizlemeye calisir ancak bu kadar cok kar yagan yere bir cozum bir kolaylik dusunmez. Erozyon ve nehir kirliliği, orman katliami aldi basini gidiyor. Ancak bizde olmayan tek dert doğa nin geleceği. Asla boyle bir derdimiz olmadi

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ