Küresel ısınma ve iklim değişikliği can alıyor. İngiliz uzmanlarca yapılan bir araştırma, iklim değişikliğinin tarım ürünleri ve gıda zinciri üzerindeki etkisini inceledi. Çarpıcı ve kaygı verici sonuçlara varıldı.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği can alıyor. İngiliz uzmanlarca yapılan bir araştırma, iklim değişikliğinin tarım ürünleri ve gıda zinciri üzerindeki etkisini inceledi. Çarpıcı ve kaygı verici sonuçlara varıldı.
İngiltere'nin tanınmış üniversitelerinden Oxford'un uzmanlarınca hazırlanan iklim değişikliği araştırmasının sonuçları 'The Lancet' isimli tıp dergisinde yayımlandı.
Araştırmaya göre iklim değişikliği, sel ve fırtına gibi aşırı hava olaylarını tetikliyor. Ayrıca iklim değişikliğine bağlı olarak birçok üründe rekolte kaybı ve kalite düşüşü kaydediliyor.
Uzmanlara göre tarım ürünlerindeki kayıp, insanların günlük ortalama kalori tüketiminin azalmasına yol açacak. Meyve tüketiminde azalma oranı yüzde 4'e ulaşacak.
Azalan meyve ve sebze tüketimi ise kalp krizi, kanser ve felce bağlı ölüm vakalarının sayısını artıracak. Uzmanlar iklim değişikliğine bağlı zincirleme gelişmelerin etkisiyle hayatını kaybedebileceklerin sayısını 529 bin olarak hesapladı.
Araştırmayı yürüten Oxford ekibinin başkanı Marco Springmann, 'Gıda zincirinde meydana gelebilecek en küçük değişikliğin dahi insan sağlığı üzerinde geniş boyutlu etkileri olabileceğine' dikkat çekti.
Dünya Bankası tarafından geçen yıl yayınlanan bir raporda da iklim değişikliği konusunda uyarıda bulunulmuş, 15 yıl içinde 100 milyon dolayında kişinin yoksulluğa süreklenebileceği belirtilmişti.
İşte gerçekler... Din, dil ya da ırk ayrımı da nedir... Sadece bir Dünya var, yaşamak için ise belirsiz süre içinde sınırsız biliçaltına sahip insanoğlu, dost olmayı öğrenmeli. Savaşı bir hastalık gibi kabullenmeyi bırakmak zorundasınız. Silah teknolojisini geliştirmeyi bırakın, ticaretini ise unutun. Bunun insanoğluna faydası için tek bir mantıklı neden gösteremezsiniz. Olasılığı düşük de olsa yaklaşan bir meteoru vurabiliriz. Değişmesi, gelişmesi gereken tek şey beyindir. Adı üstünde tehdit, dışarıdan gelmelidir. Irkı fark etmeksizin tüm Dünya aynı insanlığı korumalıdır. Savaş felakettir, insana insan eliyle gelir. Sevgi de insana insan eliyle gelir. Basittir yaşamak...
her sokağın her köşesine bir ağaç !
BÖYLECE SİZİN BİZE GDO, HİBRİT VE KİMYASAL GIDALAR YEDİRMENİZİN MAZERETİ DE BULUNMUŞ OLDU ÖYLE Mİ? Bu söylenenlere gerçekten inanıyor musunuz? Küresel ısınma, iklim değişikliği, açlık, susuzluk, kaynak yetersizliği, nüfus artışı bunların en 'insancıl' söylemleri. sürekli kullandıkları 'araçlar' bunlar. Dünyadaki sömürüden kaynaklanan fakirliğin ve açlığın gerçek nedeni kaynak yetersizliği veya tarımsal üretimdeki verimsizlik değil. Bunu ürünlerin yıllık üretim bilançolarından görebilirsiniz. Fakirliğin, yoksulluğun asıl nedeni GELİR BÖLÜŞÜMÜNÜN yapılmaması. Yani anlayacağınız bu söylemler altında bir taşla birden çok kuş vuruyorlar. Ayrıca gdo lu ürünlere meşru zemin kazandırarak tohumları patentliyorlar. Tohumları patentlemek hayatı bir kaç şirketin mülkü haline getirmek demektir. Tabi ki endüstrinin getirdiği çevresel sorunlar var. Ama bu sorunların kaynağı da yine bu rakamları iki de bir önümüze getiren bu şirketlerin kendisi.