İkinci Dünya Savaşı Sırasında Türkiye’de Yaşam ve Uygulanan Politikalar

Türkiye İkinci Dünya Savaşı'na fiilen katılmasa da savaş sırasında ülkeyi korumak üzere durumun daha kötüye gitmemesi için birçok önlem almıştır. Birinci Dünya Savaşı'nın kötü etkilerinden kurtulmak içinse birçok uygulama yürütülmüştür. 

Peki bu sırada Türkiye'de neler yaşandı ve uygulanan politikalar nelerdi?

İkinci Dünya Savaşı'nın Dünya etkisi

Birinci dünya savaşından kısa bir süre sonra patlak veren ve daha toparlanamadan diğer bir savaşa itilmek zorunda bırakılan tüm dünya ülkeleri için İkinci Dünya Savaşı zor koşullar altında seyir etmişti.

Bu nedenle de İkinci Dünya savaşı birçok ülke için toparlanması oldukça güç yansımalar bırakan bir savaş olmuştu.

Birinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye

Türkiye İkinci Dünya Savaşına katılmadı ancak Birinci Dünya Savaşından dolayı kendini toparlamaya çalışsa da gelir ve giderlerin sunduğu oranlar ülkeyi ucu ucuna ayakta tutuyordu. 

Dünyanın bazı bölümlerinde hızla ilerleyen sanayileşmenin ve teknolojinin gelişmesi, bu duruma ayak uydurmaya çalışmak, savaştan çıkan bir ülke için zorlu durumlar ortaya çıkarıyordu.

Ekonomik Buhran’ın ülkemizde devam eden etkileri

1929 Ekonomik Buhran’ın getirdiği ekonomik krizin artçıları ise hala ülkemizde yaşanmaya devam etmekteydi. Bu nedenle ekonomimizi iyileştirmek, geliştirmek ve kalkındırmak adına Birinci Beş Yıllık kalkınma planı gibi bazı uygulamalar yürürlüğe konulmuştu. 1934 ve 1939 yıllarına kadar uygulanan bu planla birlikte ekonomimiz bir nebze daha iyi hale gelmişti.

İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ekonomimizi nasıl etkiledi?

2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'ndan sonra uygulanmak istenen İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulanmamıştı. İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ayrıca sanayinin ve üretimin gerilemesine yol açmış, ekonomiye büyük zararlar vermeye başlamıştı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan Erzincan depreminin ülkemize etkileri

26 Aralık 1939 tarihinde Erzincan'da yerel magnitüd ölçeğine göre 7.2 şiddetinde bir deprem yaşanmıştı. Kış mevsiminin koşulları gibi nedenlerden de dolayı yardımın gecikmesine bağlı olarak kayıplar da artmıştı. 

33 bine yakın insan, 100 bine yakın yaralı ve bina enkazları bulunmaktaydı. Böyle bir facianın İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanması ise Türkiye'ye bir zorluğun daha kapılarını aralamıştı.

Millî Korunma Kanunu

Millî Korunma Kanunu 1940 yılında ortaya çıkarılan ve esasında dönemin ekonomisinin daha da kötüye gitmesini engellemek, ekonomiyi düzenleyerek yaşamı daha iyi koşullarda sürdürmeye yönelik bir kanundu.

Kanuna göre olağanüstü hallerde devletin ekonomiye müdahale etme yetkisi bulunarak özel işletmeler de dahil olmak üzere birtakım uygulama getirme yetkisine sahip olmasıydı.

Varlık Vergisi kanunu

Varlık Vergisi, 11 Kasım 1942 tarihinde ortaya çıkarılan ve olağanüstü servet vergisini adlandırmak için kullanılan bir kanundur. Kanuna göre bu vergi servet sahibi kişilerden sadece bir kere alınacaktı.

Vergilendirme yöntemi ise daha önce tarh edilmiş vergi miktarı ve sahip olunan gayrimenkuller üzerinden ve bunun gibi yollar üzerinden hesaplanarak alınması planlanmıştır. 1944 yılına gelindiğinde bu vergilendirme kanunu kaldırılmıştır.

Halkın giderek yoksullaşması

Savaşa katılma gibi bir durumla karşı karşıya gelme durumunun ihtimali, devletin orduya büyük bir yatırım yapmasını beraberinde getirmişti. Bu durum halkın giderek yoksullaşmasına ve ilerleyen bir fakirlik durumuna sebep olmuştu.

Aynı zamanda orduya alımın çok fazla artması da tarımdaki üretimin azalmasına neden oluyordu. Bu durum da kıtlığın ortaya çıkmasına temel olan faktörler arasına geliyordu.

Ekmek karnesi uygulaması

1942 yılında azalan stokların planlı kullanılması ve vatandaşların besin alımını düzene almak için Ekmek Karnesi uygulaması başlatılmıştı. Bu nedenle hükümet tarafından fiyatı ve miktarı belirlenen ekmek, zeytin, şeker gibi gıdalar her alımda karneye işlenerek günlük alımları düzenlenmiş oluyordu.

Ayrıca bu durum karnesi olmayan kişilere veya tamamlamış olan kişilere gerekli bir gerekçesi olmadığı takdirde ek bir gıda verilmediğinden karaborsacılığın artışına zemin hazırlıyordu.

Karartma geceleri

Gece karartmaları, 2. Dünya Savaşı sırasında her an ülkemize ateşli silahlar, bombalar atılma durumu ile karşı karşıya olabileceğimiz için geceleri hanelerin ve görev binalarının diğer ülkelerin hava kuvvetleri tarafından görülmemek için yapılmaktaydı ve bu karartma doğrultusunda tüm ışıklar kapatılmaktaydı.

Karaborsanın yaygınlaşması

İaşenin düzenlenmesi sonucunda kısıtlamaların ortaya çıkışı gibi durumlar karaborsa faaliyetlerinin artmasına yol açmış, bunun üzerine karaborsanın daha da ilerlememesi için kanunlar konulsa da önüne geçilememiştir. Bu nedenle de besin, ilaç, giyim kuşam, tütün gibi maddelerin el altından satılması devam etmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye

Türkiye İkinci Dünya Savaşı'na fiilen katılmasa da gerek ticari gerek coğrafi konumumuz gereği her an savaşa dahil olabilecek bir devlet olarak görülüyordu.

İsmet İnönü yönetiminde tarafsız kalma politikası izlediğimiz bu savaşta düşmanlarımızla değil de ülkemizde kıtlık, üretimin azalması, sanayileşmemizin durma noktasına gelmesi, yoksulluk gibi nedenlerden dolayı büyük sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalınmıştır.

II. Dünya Savaşına Dair Farklı Bir Perspektif Sunan 23 Fotoğrafın Hikayesi
II. Dünya Savaşı'yla İlgili Bu Gerçekleri Okuduğunuz Zaman Bitmiş Olduğuna Bir Kere Daha Şükredeceksiniz
Dünyayı Depresyona Sürükleyen Ekonomik Kriz: Büyük Buhran!

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı Açıklamalarda Bulundu: "Sistemi Yıkacağız Diye Geldik Yıkacağız"
Kızılcık Şerbeti'nde Çok Konuşulacak Sahne: Kiliseden Rahatsız Olan Pembe’ye Papazdan Ders Gibi Yanıt
Narin Güran'ın Babası Arif Güran'dan 'Nevzat' Açıklamaları: "Kızıma Para Verip Kendisine Alıştırmış"
YORUMLAR

En azından savaşa girilmedi. girilse yok olur giderdik. birinci dünya savaşında tamam teknoloji olarak yine çok eksiktik ama ikinci dünya savaşında devasa bir teknoloji vardı ve biz anca birinci dünya savaşındaki teknolojiye yeni erişiyorduk. şimdi cumhuriyeti sevmeyen atatürk ve ismet inönü düşmanları bu konuda üzerine gidip duruyorlar ama daha düzen yerine otururken büyük buhran başladı onu düzeltirken ikinci dünya savaşı başladı. ülkenin ekonomisi bu şartlarda hemen oturamazdı. keza şu an bile bir savaş durumunda benzeri durumları yaşarız.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ