Savaşlar sadece cephedekileri değil, evlerindeki insanları da olumsuz etkiliyor. Bu hikayedeki kadınların etkilenme şekli ise bacaklarına makyaj yapmaları ile sonuçlanmış. Nedenini merak ediyorsanız, buyurunuz hikayeye. 👇
1930'ların sonuna kadar en iyi kadın çorapları ipekten yapılıyordu.
DuPont şirketi, 1939'da naylon üretmeye başladığında bu durum Amerika'da değişti ve naylon çoraplar, 1940 yılında piyasaya sürüldü.
Hevesli müşteriler, fiyatları ipek çoraplarla aynı olmasına rağmen yeni naylon çorapları satın aldılar.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, naylonun büyük bir kısmı paraşüt, halat ve benzeri askeri malzemelerin üretimine ayrıldığı için savaş yıllarında naylon çorap kıtlığı meydana geldi.
Bu dönemde, şıklıklarından ödün vermek istemeyen kadınlar için alternatif bir çözüm olarak "bacak makyajı" popüler hale geldi.
Bu amaçla üretilen ve likit çorap denilen boyalar, kadınların bacaklarını daha pürüzsüz göstermelerini sağladı.
Gerçekçi bir çorap görünümü yaratmak için kadınlar çorapların dikiş izini taklit etmek amacıyla siyah göz kalemi kullanıyorlardı.
Bu dikiş izini mükemmel bir şekilde çizebilmek için bir tornavida sapı ve bisiklet maşası kombinasyonundan oluşan özel bir alet bile icat edildi.
Satışları artırmak amacıyla bazı mağazalar, kadınların bacaklarını boyatabileceği promosyonlar düzenledi.
Kozmetik ürünler satın alırken en iyi etki için nasıl uygulanılacağı konusunda tavsiyeler veren uzman bacak makyajcıları türedi.
1942 yılında bir Çıplak Bacak Mağazası açıldı.
Bu mağazada bacak makyajı, bacaklar için özel losyonlar, kremler ve kozmetikler, bacaklar ve ayaklar için serinletici bir maske, ayak pudraları ve pedikürleri bulunuyordu.
Savaşın sona ermesiyle naylon çoraplar raflara geri döndü ve alternatif çoraplar azalmaya başladı.
ilk defa emel müftüoğlu'nun gönülden gönüle klibinde görmüştüm bunu yıllar önce kadın bacağını kesiyor sanmıştım🤣 alla alla diyodum napıyolar böyle