İkinci Dünya Savaşı'nda Tek Başına 500 Kişiyi Öldüren, Sovyet Rusya'nın En Acımasız Keskin Nişancısı: Ivan Sidorenko

Aslen bir sanatçıyken Kızıl Ordu'ya girip kendi kendisini adeta bir ölüm makinesine dönüştüren ve gerçek yeteneğinin ‘insan öldürmek’ olduğunu keşfeden bir kişiden bahsedeceğiz bugün sizlere: Tek başına 500'den fazla kişinin ölümüne sebep olan keskin nişancı Ivan Sidorenko.

12 Eylül 1919'da küçük bir köyde dünyaya gelen Ivan Sidorenko, okul yıllarında sanata meraklı bir öğrenciydi. Liseyi bırakıp Penza Sanat Koleji'ne giren Sidorenko, II. Dünya Savaşı patlak verince soluğu Kızıl Ordu'da almıştı.

1939 yılında Kızıl Ordu'ya katıldıktan sonra Sidorenko'nun hayatında büyük değişimler olacak ve zaman içerisinde sahip olduğu asıl yeteneğin sanatta değil 'insan öldürmekte' olduğunu fark edecekti. Hayatını 'Tek atış, tek ölüm' mottosu ile yaşayan Sidorenko, II. Dünya Savaşı sırasında 500'den fazla kişiyi öldürüp tek kişilik bir ölüm makinesine dönüştü ve Kızıl Ordu'nun en ölümcül keskin nişancısı oluverdi.

Sidorenko, 1941 yılında Kırım'daki Simferopol Askeri Piyade Okulu'ndaydı ve orada uzun menzilli topları yüklenmesine ve boşaltılmasına yardımcı olan birime dahil olmuştu.

Moskova Savaşı'na katıldıktan sonra Sidorenko savaşta daha aktif rol alması gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Topçu birliğindeki işi bittiği zamanlarda gizlice Alman birliğinin olduğu yere gidiyor ve kimseye yakalanmadan askerleri öldürüyordu. Üstelik gitgide bu işte daha iyi olmaya başlamıştı.

Atış için Rus yapımı bir Mosin-Nagant tüfeği kullanan Sidorenko, zamanla ordu içerisinde de fark edilmeye başladı ve komutanları tarafından diğer askerleri eğitmesi için görevlendirildi.

Sidorenko, çalıştırdığı askerlerden birini yanına alıp savaş bölgesine götürüyor ve onları orada gerçek zamanlı bir çatışmanın içerisine sokuyordu. Bu çalışmalardan sırasında Sidorenko en önemli başarılarından birini elde etti. Bir Alman tankerini ve üç traktörü havaya uçuran Sidorenko, Almanların ilerlemesini engelleyip tedarik hatlarını durdurdu.

Sidorenko'nun yetiştirdiği askerler Moskova'nın savunmasında kilit rol aldı. Bu askerler öylesine ölümcüllerdi ki, Almanlar çareyi bütün bölgeyi kendi keskin nişancılarıyla doldurmakta bulmuştu.

Ama bu çabaları bir sonuç vermedi, çünkü Sidorenko ve adamları Alman askerlerinden çok daha yeteneklilerdi. Sidorenko, merkezdeki 1122. Piyade Alayı'nın komutanı olarak atandı ve oradayken bazıları tıpkı kendisi gibi çok sayıda insanı öldürecek olan 250'den fazla keskin nişancıyı eğitti.

Üç yıl içerisinde Sidorenko'nun öldürdüğü kişi sayısı 500'den fazlaydı ve 'üstün başarıları' ona Sovyetler Birliği Kahramanı unvanını kazandırmıştı.

Ancak Sidorenko'dan çok daha fazla insan öldürmüş bir keskin nişancı daha vardı: Simo Haya. Haya'nın yaklaşık 700 kişiyi öldürdüğü tahmin ediliyor, bu nedenle Sidorenko, Haya'nın ardından II. Dünya Savaşı'nın en ölümcül ikinci keskin nişancısı olabildi.

Sidorenko, savaş boyunca pek çok kez yaralanmıştı. Üstleri onun kaybetmek için çok değerli olduğuna kanaat getirip Sidorenko'ya yalnızca askerleri eğitecek bir eğitmen olarak kalması talimatını verdiler.

II. Dünya Savaşı sona erdiğinde Sidorenko binbaşı olarak emekli oldu ve ardından bir kömür madeninde ustabaşı olarak çalışmaya başladı. Sanata meraklı, kendi halinde, hassas bir genç adamın tek başına yüzlerce insanı öldürecek biri haline gelmesi, insan denilen varlığın yeri geldiğinde ne denli acımasız olabileceğinin bir göstergesi...

Popüler İçerikler

Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
26.12.2018

ne garip ya hayat denilen şey nerelere götürüyor insanı.Önce sanatkar sonra ölümcül bi asker ve sonunda kömür madeninde ustabaşı

28.12.2018

Sonuçta aynı yere varıyor herkes...

Vicdan ve merhamet olmayınca gerçek potansiyel bulunur.

28.12.2018

simo hayha olacaktı beyaz ölüm

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ