Afrika kökenli Türkler ya da Afro Türkler, Osmanlı'da en erken 15, ağırlıkla 19. yüzyılda köle ticaretiyle Anadolu'ya getirilen Afrikalıların çocukları. Azat edildikten veya köelilkleri sona erdikten sonra Ege ve Akdeniz'e yerleşen Afro Türkler kendi köylerini oluşturmuşlar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da buraya yerleşen Afrikalılar var, yani yaşayan bir kültür.
Mustafa Yıldız, lakabıyla anacak olursak Arap Mustafa 1943 yılında daha önce atalarının da gelip yerleştiği Akhisar'da, Sazoba Köyü'nde doğuyor. Doğduğu yıldan çocukluğuna doğru geçen dönemde güreşle ilgileniyor ve kendi kuvvetini de fark ettiği için tarımla ilgilenmek yerine güreşçi olmaya karar veriyor.
Gözünü de yükseklere dikerek Kırkpınar'a başvuruyor. Aynı yıl güreşlere katılıyor ve kimsenin yeni başlayan bir güreşçiden beklemediği biçimde 1962 yılı Deste Orta Boy kategorisinin birincisi oluyor.
Artık Başpehlivanlık'a yönelmişti Arap Mustafa.
Tabii meydandaki davranışlarıyla da farklı biri olduğunu anlamak zor değildi, güreşe girdiği ilk yılda Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin en centilmen güreşçisi seçilmesi bunun en net ispatı.
Her yıl olduğu gibi 1969'da da Kırkpınar'da güreşmek için hazırlanıyor, sırası geldiğinde güreşiyor Arap Mustafa. Ancak o yıl çok daha iyi bir sıralama beklerken altıncı olduğunu öğrenince hakemlerin kararına verdiği tepkide ayarı biraz kaçırıyor.
Bunun sonucu da ağır oluyor, Kırkpınar'a bir daha katılamama cezası alıyor.
Aynı yıl Karapınar Yağlı Güreşleri'ne giriyor ve altıncılığın acısını çıkartıyor. Rakiplerini birer birer eleyerek çeyrek finale, oradan yarı finale ve nihayetinde de finale kalıyor.
Finalde rakibi önceki yılların şampiyona Turgut Kılıç, diğer rakiplere benzemiyor.
Çetin geçip uzun süreceği beklenen final sadece 34 dakika sürüyor ve Mustafa Yıldız Turgut Kılıç'ı alt ediyor, hem de onu tel örgülerin üzerinden fırlatarak!
Böylece Kırkpınar'da Başpehlivanlık kazanan ilk siyahi güreşçi namının da sahibi oluyor.
Bir kez daha cep alan ancak sonrasında affedilen Yıldız bir kez daha finale çıkıyor, yıl 1976. Bu finalde kolu sakatlandığı için ikinci oluyor.
1978'de beşincilikle konumunu sabitliyor ancak talihsiz bir olay sonucu bıçaklanıyor, hayati riski atlatıp iyileştikten sonra da kimsenin beklemediği bir şey yaparak güreşmeye devam ediyor. Herkes ondan son sıraları beklerken 1981'de tekrar Başpehlivan oluyor Arap Mustafa.
Tabii bir de gençlik yıllarından anıyı anlatmadan geçmeyelim, 1969'da 'Tarkan Mars'ın Kılıcı' filminde 'Gladyatör Combo' rolünde oynuyor.
Böyle dolu dolu bir hayatın ardından 2001'de hayata gözlerini yumuyor. Asla mücadeleden vazgeçmeyen ilk siyahi Başpehlivan ve oyuncu Mustafa Yıldız'ın hikayesi işte böyle.
Afro ne kardeşim ya, SJW'lerin Türkiye bayisi gibisiniz, zenci kelimesi ne zaman ırkçı oldu ki amerikalılara özenip afro / african kelimesini kullanmaya başladınız? ben artık hangi şeyleri söyleyip hangilerini söyleyemeyeceğime karar vermeye çalışan şu onedio gibi dallama sitelerden çok sıkılmaya başladım, bundan 50 yıl sonra sokakta zenci diyemezsin ırkçı yhaa diyen cihangir solcusu maymunlar dolar bak görürsünüz, zaten amerikanın 50 yıl gerisinden gidiyoruz sosyolojik olarak, görürsünüz bak olacak bunlar.
bizim koylu :)
Yararlandığın kaynağı yazmamışsın; ben paylaşayım: https://ceviiz.com/spor/kirkpinarin-siyahi-baspehlivani-arap-mustafa/