Gerçekler ve onlara dayalı doğrular er geç ortaya çıkarlar.
Kaynak: Popular Mechanics
Gerçekler ve onlara dayalı doğrular er geç ortaya çıkarlar.
Kaynak: Popular Mechanics
Bu yüzden Judas, İsa'yı öper ve onun askerlerin aradıkları adam olduğunu belli eder. Bu hikayeden çıkarılacak en önemli sonuçlardan biri İsa'nın herhangi bir Orta Doğuludan pek de farklı görünmediğidir. Ancak bu çizim de dahil İsa bize hep farklı gösterilir.
İsa, dünyanın farklı yerlerinde farklı şekilde resmedilir. Bazen siyah derili, bazen Arap ve hatta İspanyol olarak. Yani herkesin kendi İsa'sı var. Ancak İngiltere'den ve İsrail'den bazı bilim insanları bu işi ciddiye alır ve İsa'nın gerçekten neye benzediğini merak eder.
Sahibinin birçok özelliğini ortaya çıkartabilir. Haklı olarak soracaksınız ki: 'İsa'nın iskeleti mi var?' Yok. Bu yüzden de araştırma biraz daha zorlaşır. Ve ilk yapılan şey 2000 yıl önce İsa'nın doğup büyüdüğü yer olarak düşünülen Kudüs'e gitmek olur.
Neave, X ışınlı tomografi kullanarak kafataslarını dilim dilim haritalandırılır. Böylece her birinin yapısıyla ilgili en küçük ayrıntı dahi ortaya çıkar. Sonrasında özel bilgisayar programları ile temsili bir Sami kafatasının üzerindeki kaslar ve cilt yeniden yaratılır.
Kalınlığına uygun şekilde uygulanır. Burun, dudaklar ve göz kapakları daha sonra alttaki kasların belirlediği şekli takip edecek şekilde modellenir. Ancak bir sorun vardır saç ve göz rengi. Neave'nin ekibi bu boşluğu doldurmak için ise eski çizimlere başvurur.
İsa sıklıkla uzun saçlı tasvir edilir; ancak Neave'e göre bu yanlış. Burada ise referans Aziz Pavlus'tur, şöyle der: 'Eğer bir erkeğin uzun saçı varsa bu onun rezilliğidir.' O halde İsa uzun saçlı değil dönemin erkeklerine uygun sık bukleli kısa bir saça sahip olmalıdır.
1 buçuk metre, kilolarının ise 50 kg civarı olduğu düşünülür. Tabii unutmamak lazım ki İsa 30 yaşına kadar dış mekanlarda marangozluk yapmıştır, bu bakımdan daha kaslı olması olasıdır. Ancak güneş yüzünü yakmış ve buruşturmuş olmalıdır.
'Bu portre, Onu (İsa'yı) kültürel değerlerimizin hizmetinde günahkar bir şekilde kendimize mal etme eğilimimizin bir hatırlatıcısıdır.'
Hz. Isa'nin yasadigina dair tek bir kanit yoktur ortada, ne bir mezar, ne bir ev, ne de baska bir sey. Hatta ilk incil Isa'nin yasadigi iddia edilen zamanin 200 yil sonrasinda ortaya cikmistir ve bir cok turevleri vardir. Bir ara ortalarda o kadar cok incil ortaya cikti ki, Iznik'te masaya dokup masanin uzerinde kalanlari kabul ederek eleme yaptilar. Sonuc olarak Hristiyanligi kullanarak bircok ilkel kavimleri tek bir gucun altinda topladilar o ayri bir konu...
iki bin yıl önce Avrupalı olacak değildi ya :))