Damat Nuri Paşa bu olaylar içerisinde akli dengesini kaybetti, ruh sağlığı bozuldu. Mahkemeye getirilmeyen Mütercim Rüşdü Paşa 1882'de Manisa'da vefat etti. Midhat ve Mahmud Celaleddin Paşaların 1884'te birkaç gün arayla hastalıktan öldükleri ilan edildi. Fakat mahkumiyet arkadaşları Eski Şeyhülislam Hayrullah Efendi, odalarının bir gece basılıp ikisinin de boğularak öldürüldüğünü iddia etti. Başta Fahri Bey olmak üzere diğer mahkumlar 20 yıl kadar sonra serbest kaldılar.
Netice itibarıyla Yıldız Mahkemesi Sultan Abdülaziz'in ölümünü aydınlatmaktan çok, daha fazla soru işaretini ortaya çıkartmıştır. Çelişkili ifadeler, mahkemenin adaletsiz bir görüntüde oluşu, sanıkların konuşmalarının kesilmesi, 3 günde hızlıca yapılıp hemen sonuçlandırılması, ortaya hukuksuz bir görüntünün çıkmasına sebep olmuştur. Midhat ve Mahmud Celaleddin Paşaların birbirine çok yakın zamanlardaki ölümleri de ortaya bir şaibe çıkartmış, ve onları II. Abdülhamid'in öldürtüp öldürmediği gibi sonsuz bir tartışmayı da günümüze kadar getirmiştir.
Abdülaziz'in otopsisine katılanlar, iki kolun da kesik olduğunu, ayrıca dişlerde kırıklar ve deride başkaca morluklar olduğunu teşhis etmiştir. Bu açıdan Abdülaziz gerçekten boğuşa boğuşa ölmüş olmalı, zaten iri yarı, pehlivan yapılı bir adamdı, postu ucuza satmaması muhtemel. Ayrıca bir bileğini kestikten sonra o kolunu kullanıp (eli komple uçmasa da tüm damarları, sinirleri kesilmiş sonuçta) öteki bileği de kesmesi bana da pek mantıklı gelmiyor. Mithat Paşa'nın idamındaysa, bence Abdülhamit'in emri olmasa da, İngiltere'yle ilişkisi bilinen ve tehdit unsuru gibi oturan paşanın idamına ses etmemiştir. Yıllar sonra cenazeler Türkiye'ye verilirken Mithat Paşa'nın başsız olduğu söylenmişti. O kelle Yıldız'a gitmiş ve padişah gördükten sonra bir yere gömdürmüş olabilir. Ama kesin böyle olduğunu da iddia etmiyorum, çünkü infaz konusunda kanıtlar hala sınırlı.
Elveda onedio eksi sozluk ve yanli Türk dusmanlari…. Artik size prim yok.
Tebrik ediyorum, güzel bir içerik, güzel bir tartışma. Bu tartışma, "Abdülaziz nasıl öldü" ve "Mithat Paşayı kim öldürttü" sorularıyla beraber yürür. Meşrutiyetçilere göre Abdülaziz intihar etmiştir, paşaların idam emriyse bizzat Abdülhamit'ten gelmiştir. Karşıt görüşse bu emrin Abdülhamit'ten değil, dönemin kraldan çok kralcı Hicaz eyalet yöneticilerinden geldiğini iddia eder.