En iyi tabirle Bermuda Şeytan Üçgeni diyebileceğimiz, Sigmund Freud’un Psikanalitik teorisi üzerinden de bu konuyu yorumlamamız mümkün. Bu başlangıç sizi korkutmasın. Oldukça kolay anlaşılabilir bir sistemden bahsedeceğiz.
İd, kişiliğin doğuştan gelen bir parçasıdır. Bu kısım bilinçdışıdır ve içgüdüsel, ilkel kısmımızdır. Buna Smeagol diyebiliriz. Haz ilkesiyle hareket eden, bebeklikte yaşamsal faaliyetlerimizin giderilmesi için gerekli olan bir sistemdir. Bebekler tamamen id kontrolündedir. Ancak büyümeye başladıkça id kontrolünden çıkarız.
Ego, id dürtülerinin gerçek dünyada kabul edilebilir olmasını sağlayan sistemdir. Burada egoya Frodo diyelim. Ego, id’in gerçekleşmesini istediği dürtüsel davranışın uygun olup olmadığına ve fayda sağlayıp sağlayamayacağına karar vererek dengeli bir şekilde davranmamıza olanak sağlar.
Süperego ise, id’in tam zıttı olarak ahlaki standartları ve idealleri taşır. Yaklaşık olarak 5 yaşında gelişmeye başlayan bir sistemdir. Buna da Sam diyelim. Sam sürekli Smeagol ile kavga halindeydi. Frodo ise, ikisi arasındaki ilişkiyi dengelemeye çalışan kişiydi. Süperego davranışlarımızı uygar ve topluma uyumlu bir hale getirmeye çalışır.
Helal olsun en güncel sorunlarımızdan biri bu pazarlama stratejileri çok geliştiği ve sürekli maruz kaldığımız için irade yorulmasıyla beraber tetikleniyoruz acilen buna bir dur demeliyiz
fakirlestikce daha çok alışveriş yapasim geliyor nedense