Haşmetli Mısır uzun tarihi ve görkemli eserleri ile görenleri hala büyülüyor. Bugünse Mısır, eski ihtişamını aratır durumda. Peki, koskoca Mısır imparatorluğu nasıl sona ermişti?
Haşmetli Mısır uzun tarihi ve görkemli eserleri ile görenleri hala büyülüyor. Bugünse Mısır, eski ihtişamını aratır durumda. Peki, koskoca Mısır imparatorluğu nasıl sona ermişti?
Bu uygarlık, büyüklüğü ve etkileyiciliği ile dikkat çeken piramitleri, mitolojik tanrıları ve tanrıçaları ve belki de en önemlisi, firavunları ile bilinir. Nil Nehri boyunca uzanan bu gelişmiş imparatorluk, sadece hükümetin, dinin ve kültürün değil, aynı zamanda bilimin, matematiğin ve mühendisliğin de eşik noktasıydı.
Mısır imparatorluğu, günümüz Mısır'ından kuzey Sina Yarımadası'na ve eski Kenan topraklarına kadar uzanan geniş bir bölgeyi kontrol ediyordu ve böylece zamanın en büyük ve ihtişamlı imparatorluğu olarak kabul ediliyordu.
Mısır imparatorluğunun çöküşü, tarihin en önemli ve en büyük gizemlerinden biri olarak kabul edilir. Bu çöküşün sebepleri arasında bir takım politik, ekonomik ve toplumsal sorunlar bulunuyor. III. Ramses'in ölümü, Tunç Çağı'nın çöküşü, hastalıkların yayılması, bakır ve turkuaz madenlerinin kontrolünün kaybedilmesi, yabancı firavunların tahta geçmesi gibi pek çok faktör, Mısır'ın çöküşünün başlıca nedenleriydi.
III. Ramses, Mısır'ı toplamda 31 yıl yönetti ve “büyük” firavunların sonuncusuydu. III. Ramses'in hükümdarlığı Deniz Halkları olarak bilinen gizemli işgalcilerin dönemine denk geldi.
Yağmacı Deniz Halkları'nın filoları, Merenptah ve III. Ramses hükümdarlıkları sırasında Mısır'a iki kez saldırmıştı.
Ancak III. Ramses, Deniz Halkları ile savaşmayı başarmasına rağmen haremindeki kıskanç bir kraliçenin suikasti ile hayatını kaybetti. III. Ramses'in mumyasının tomografilerine göre MÖ 1155'te boynundan bıçaklanarak öldürülmüştü.
MÖ 12. yüzyılda tüm Akdeniz bölgesi “Tunç Çağı Çöküşü' olarak bilinen bir felaket yaşadı. Birçok krallık, Deniz Halkları, kuraklık ve kıtlık sonucu yerle bir olmuştu.
Mısır imparatorluğu Deniz Halklarına karşı başarılı olduğu için daha uzun süre hayatta kalabilmişti. Ancak 150 yıl süren bir kuraklık sonucu yerle bir olmaktan kaçamadı.
III. Ramses'in ölümünden sonra tahta geçenlerden birisi ise V. Ramses'di. Tarihçilerin incelemelerine göre V. Ramses'in mumyasının yüzünde çiçek hastalığının izleri var gibi görünüyor.
Bu da hastalık sonucu firavunun mezarının karantina altına alınmış olabileceğini öne sürüyor.
Bu düşüncenin sebebi ise bu iki firavunun isimlerinin madenlerin etrafına yazılan sonuncu firavun isimleri olması. Teorilere göre Mısır MÖ 1140'a kadar Sina ve Kenan'dan tamamen çekilmişti.
Zayıflamakta olan imparotorlukta ekonomik koşullar oldukça kötüydü ve firavuna olan saygı seviyesi oldukça azdı. Sonunda halk firavunlara olan saygılarını kaybetmiş ve mezarlıkları yağmalayarak Mısır'ın zenginliklerini götürmüştü.
Yeni Krallık'tan sonra Mısır artık eski gücüne sahip değildi. Sonuç olarak tahta birçok yabancı uyruklu firavun geçti. İlk olarak, Mısır'ın batı sınırından göç eden Libyalılar geldi.
Daha sonra MÖ 8. yüzyılda Nubyalılar veya Kushitler, Mısır tahtına çıktı. Kushiteli firavunlar, Asurlu işgalciler tarafından yenilmeden önce Mısır'ı yaklaşık 100 yıl boyunca oldukça başarısız bir şekilde yönettiler. Bu, Mısır'ın sonunun başlangıcıydı.
İskenderiye'de muhteşem bir Helenistik başkent inşa eden Ptolemaik firavunların en ünlüsü ise VII. Kleopatra'ydı. Kleopatra ve Marc Antony, MÖ 30'da Roma imparatoru Octavianus tarafından yenildiğinde, Mısır, Roma'nın bir eyaleti haline geldi ve böylece tam anlamıyla ihtişamını kaybetmiş oldu.