Okuyunca bir daha izleyesim geldi. 😎
Okuyunca bir daha izleyesim geldi. 😎
Halbuki hikayenin Simon ile uzaktan yakından alakası yoktur. Baltimore'da doğan ve burada uzun yıllar dedektiflik yapan Ed Burns, daima Baltimore'un arka sokaklarını geniş kitlelere anlatabilmek istemiş ve bu yüzden 70'li yıllardan itibaren şahit olduğu her olayı not almıştır. Yani hikayelerin hepsi Ed Burns'e ait.
Tabii bu kitap olayların çok çok küçük bir kısmından oluşuyor.
Baltimore'a evsiz insanların ölümünü araştırmak üzere giden Simon, burada Burns ile tanışır ve kitabını okumak üzere alır. 3 gün sonra ise bu kitabın senaryolaşması için Burns'e bir teklif götürür. Yani her şey hoş bir tesadüf.
Böylece Ed Burns'un tüm notları ele alınarak The Wire ortaya çıkmış.
Öyle ki dizide yer alan kişilerin çoğu oyuncu değil ve Simon bu kişileri doğal ortamda tanışarak diziye dahil etmiş.
Birkaç oyuncu dışında çoğu amatör olan oyuncuların bir o kadarı da gerçek suçlulardı. Yani The Wire bir diziden çok daha fazlası.
Oyuncuların büyük çoğunluğu amatör ya da gerçek suçlu olduğu için Simon yalnızca tek taraflı diyaloglar yazmış ve karşısındakinden de bu duruma ne cevap verecekse onu söylemesini istemiş. Bu taktik o kadar tutmuş ki dizideki profesyonel oyuncularda da kullanılmaya başlanmış.
Bu noktada dizide gerçek dışı olabilecek hiçbir şeyin olmaması sağlanmış. Çünkü dizinin aşırı gerçek olması için özellikle çaba sarf edilmiş.
Hatta yapımcı David Simon yayınlanacak kanal olan HBO'ya The Wire'ı bir dizi olarak görmemeleri gerektiğinin altını çizerek anlaşma sağladı.
Eğer IMDb'ye The Wire'da kim oynamış diye bakarsanız sayısız amatör oyuncu ile karşılaşırsınız.