Ö.B'nin eşini üniversite hastanesinde ameliyat ettikten bir gün sonra odalarına gelerek 'Ödemeyi yapmak için ofise uğramamışsınız. Bu ikidir başıma geliyor. Parayı almadan hastaları ameliyat etmeyeceğime yemin etmiştim. Paranın hazır olmadığını bilseydim kesinlikle ameliyata başlamazdım. Parayı vermezsen tedaviyi yarıda keserim. Patoloji sonuçlarına da bakmam' dediğini iddia eden M.E, parayı ödeyemedikleri için Ö.B'nin eşinin hastaneden taburcu edilmesini de engellediğini savundu.
Y.Y. de annesinin rahatsızlandığını, hastanede yapılan tetkiklerde vücudunda kitle bulunduğu ve kanser olabileceğinin söylendiğini belirterek bu konuda uzman kişinin Ö.B. olduğunu öğrendiklerini ve muayenehanesine gittiklerini aktardı.
Ö.B'nin annesinin raporlarını inceledikten sonra 'acilen ameliyat edilmesi gerektiğini, aksi takdirde kanserin vücuda yayılabileceğini ve ölüm riski oluşabileceğini' söyleyerek kendilerinden 20 bin lira istediğini ileri süren Y.Y, 'İndirim yapmasını istedik, o da en son 18 bin lira olacağını söyledi. Biraz daha indirim yapmasını isteyince, öfkeli bir şekilde, 'Bundan aşağı olmaz, fazla ısrar etmeyin. Parayı vermezseniz ameliyatı yapmam.' deyince annemin rahatsızlığının vermiş olduğu endişe ve korkuyla kabul ettik. Ertesi gün üniversite hastanesine annemin yatışı yapıldıktan sonra Ö.B. gelerek 'Parayı çarşamba günü getirin, yoksa ameliyatı yapmam.' diyerek bizi tekrar korkuttu.' ifadelerini kullandı.
Şanlıurfa'da yaşayan Y.Ş. de tavsiye üzerine sağlık sorunları yaşayan eşiyle Ö.B'nin Gaziantep'teki özel muayenesine geldiklerini aktararak sanığın 'eşinin rahminin alınması gerektiğini, zor bir operasyon olacağını ve yaklaşık 5 saat süreceğini' belirterek kendilerinden 20 bin lira 'bıçak parası' talep ettiğini anlattı.
Pazarlık sonucu 12 bin liraya anlaştıklarını ifade eden Y.Ş, 'Ameliyatın 5 saat yerine bir saat sürmesi üzerine Ö.B'ye nedenini sordum. O da 'temiz çıktığını, korkacak bir şey olmadığını' söyledi. Başka bir hastaneye gittiğimizde ise teşhisin yanlış olduğunu, tedaviye geç kaldığımızı ve eşimin vücudunda parçalar kaldığını öğrendik. Bunun üzerine eşime ışın tedavisine başlanıldı.' şeklinde beyanda bulundu.
İstanbuldaki çoğu devlet hastaneleri medikal ücret adı altında para talep ediyor onlarıda görseniz keşke.Bir doktor yanınıza geliyor ve medikal malzeme kalmamış 3000 lira lazım diyor eğer durumunuz yoksa bekleyin diyor aylar sonra yaparız ameliytı diyor.Adamlar bıçak parası yerine medikal parası ürettiler artık.Türkiyedeki doktorlara da güvenim bitti gitti artık.
açköpekler bi bitmiyor bu ülkede. karakter yoksunları
Bu yeni bir durum değil ki. Doktorlar yıllardır hastalardan bıçak parası alıyorlar. Devlet hastanelerinde resmi özel diye bir seçenek bile var. Ah güzel ülkem ah. Ne hallere düştün.