İdam Cezası Yalnızca Bir İntikam Aracı mı, Yoksa Gerçekten Yeni Suçların İşlenmesini Engelliyor mu?

Türkiye'de idam cezası 34 yıldır uygulanmıyor fakat tartışmalar cezanın yeniden gündeme gelmesini sağladı, belki de bir nesil yeniden tanışacak bu cezayla, peki nedir cezayı savunan yahut aksi yönde fikir belirten argümanlar?

Yüzeysel yorumları bir kenara bırakalım, her yönüyle idam cezasının caydırıcılığıyla ilgili argümanları irdeleyelim.

İdam cezası hep gündemdeydi fakat 15 Temmuz ve sonrasında artık halk tabanında da yankı bulduğunda talep edildiği tartışma sayısı arttı.

Türkiye'de yasaklandığı tarih öncesinde, 1920-1984 yılları arasında 15'i kadın olmak üzere toplam 712 kişi idam edildi, bunu not edelim. Tabii darbe dönemlerinde gerçekleşen idamları bir kenara bırakırsak sivil yönetimlerin döneminde yılda ortalama 2 idam hükmü verildiğini söyleyebiliriz.

Biz Türkiye özelinden biraz uzaklaşarak idam cezasına dair yapılan evrensel tartışmalara bakalım.

Önce idamın caydırıcılığını savunan örneklere bir bakalım. Araştırmacı David Muhlhausen, ABD örneklerine odaklı araştırmasında bazı suçların riske edilemeyecek seviyede büyük tehlikeler arz ettiğini ve bunun ancak idam gibi caydırıcı bir cezayla karşılaşma riskiyle önlenebileceğini belirtiyor.

Bu yolla bazı idam hükümleri verilmiş olsa bile toplum genelinde ölüm oranının azaltıldığını savunuyor. Tam da bu karşılaştırmalı örnekte bir karşı eleştiri geliyor.

Stanford Üniversitesi'nden hukuk profesörü John J. Donohue idam cezasının ölümlü suçlarda caydırıcılık yarattığına dair net bir veriye sahip olmadığımızı belirtiyor.

ABD'de idam cezasının olduğu eyaletlerle dünyadaki aynı boyutta herhangi bir coğrafyayı ele aldığımızda anlamlı bir fark bulmamız mümkün değil. İdam cezasının uygulandığı yerlere bakıldığında da benzer şekildeki tüm suçların idam cezasıyla sonuçlanmadığı bilindiği için aslında suçluların bu risklerin farkında olarak suça ilerlediklerini söylüyor, Donohue.

Pepperdine Üniversitesi'nde Michael Summers gibi idam cezası üzerine çalışanlar caydırıcılığa dair ölçümlerin olduğunu belirtiyor.

1979 yılıyla 2004 arasında ABD'deki idam cezası ve cinayet oranlarını incelendiğinde bu 26 yıllık periyot bu iki kriter arasında negatif korelasyon olduğunu göstermiş. Yani idam cezası uygulandığında cinayet oranlarında bir azalma ölçümlenmiş. Korelasyonun neden sonuç ilişkisi doğurmadığını biliyoruz, bu sebeple biraz daha derinlere inelim.

Bu iki veri arasındaki bağlantıyı açıklayan regresyon oranına bakıldığında ortaya çıkan tutarlılık, Summers'a göre aradaki bağlantının daha da net olduğunu gösteriyor.

Emekli bölge savcısı H. Lee Sarokin ise bu fikirlerin tümüne farklı bir gözden şerh düşüyor.

Caydırıcılığın idam cezasının savunulmasında yahut reddinde herhangi bir anlam ifade etmediğini söylüyor, Sarokin. Hatta onun sözlerine direkt olarak kulak verirsek şöyle örnekliyor:

'İnsanlar mutfaklarında otururken kendi kendilerine 'İdam cezası alacağım için bu cinayeti işleyemem ama cezam mahkûmiyet olursa işleyebilirim.' demiyor. İstatistikler ne söylerse söylesin, insanlar suç işlemeden önce yakalanma risklerini göz önüne alarak karar vermiyorlar.'

Bazı araştırmacılar bu ilişkiyi rasyonelize edebilme ve algılayabilmenin yolunun caydırıcılığı ölçmekten geçtiği konusunda ısrarlı ve 1980 sonrasında yine ABD'de yapılan araştırmaların şüpheye yer bırakmadan caydırıcılık etkisi yarattığı paylaşılıyor.

Ekonomik bir araştırma sonucu paylaşılan bu veriye suç mahalline temas eden krimonologları dahil ettiğimizde tüm korelasyon etkisiz kalıyor. Yapılan anketlerde kriminologların %88'i şahit oldukları vakaları göz önünde bulundurarak idam cezasının herhangi bir caydırıcılığı olmadığında hemfikir. Caydırıcılığı savunan kriminologlar ise idam cezası ancak müebbet hapisle kıyaslanıyorsa caydırıcı hale geldiğini savunuyorlar.

Bu durumda vakaların psikolojisi idamın caydırıcılığını pek destekleyici nitelikte değil.

Louisiana Üniversitesi'nde çalışmalar yapan Türk profesör H. Naci Mocan araştırmaları sonucunda bu tartışmaya net bir oranla katılıyor.

Mocan'a göre her bir idam cezası beş cinayeti önlüyor. Aynı şekilde idam cezası yerine daha az caydırıcı her ceza da beş cinayetin artışına sebep oluyor. Yine sayılarla yanıt geliyor bu argümana, ABD'nin 39. Başkanı Jimmy Carter, idam cezası uygulanan eyaletleriyle ABD'de cinayet oranları herhangi bir Avrupa ülkesine kıyasla 5 kat daha yüksek.

Carter, ABD'nin idam cezası uygulayan güney eyaletlerinde yine diğer tüm eyaletlere kıyasla en yüksek cinayet oranları olduğunu da belirtiyor. İlginç, değil mi?

Net bir örnekle bakarsak, idam hükümleriyle sık sık adı geçen Texas'ta kayıtlara geçen cinayet vakaları idam cezasını yasaklayan ilk eyalet olan Wisconsin'e kıyasla hayli fazla.

İdam cezası caydırıcı mı değil mi, bu tartışma ceza yürürlüğe girse bile sürmeye devam edecek.

Daha da önemlisi sizce idam cezası caydırıcı mı, yeniden uygulanmalı mı?

Popüler İçerikler

Premier Lig Devinden Arda Güler'e Çılgın Teklif! Bonservis İçin 50 Milyon Euro Düşünülüyor
'İmam' Halil Konakçı, İlber Ortaylı'ya Ateş Püskürdü! 'Bizans Tohumu, Yunanlı, Dönme!'
Cem Garipoğlu'nun Otopsi Fotoğrafları Ortaya Çıktı: Sağ ve Sol El Parmaklarındaki Morarmalar Dikkat Çekti
YORUMLAR
28.06.2018

İdam korkunç caydırıcı da müebbet kıçımın kenarı mı? adam korksa zaten hiç yapmaz. müebbet daha kötü öldürmüyosun süründürüyosun. sorun cezaların uygulanabilirliği. ayrıca idamdan geri dönüş yok. 20 küsür yıl hapis yatıp masum olduğu ortaya çıkan insanlar var, ya öldürseydin? bir de bura Türkiye beybi hatırlatırım. Biz vatansever subaylarımızı terörist diye 4-5 yıl yatırmış adamlarız. Bu kadar orospu çocuğu medya ve cemaatçinin olduğu bir ülkede sen hukuka güvenir misin?

28.06.2018

Iran pkk sı pjak idamlar sayesinde bitti yakalandiginizda yanlış hatırlamıyorsam ya aynı gün ya ertesi gün idam ediliyirsunuz. Terorde oldukça etkili.pkk bizde hapiste olsa dahi çıkarılıp milletvekili yaptirilabiliyor.Idami gerektiren suçlarda caydiriciligina kesin kanıtlar bulunamadı deseler dahi devlet affedemez ömür boyu hapis veremez vermemeli. Ailesi yakınları affederse affeder. Adalet affetmek değildir hakkını vermektir. En kutsal hakkı olan yaşam hakkı elinden alınanın hakkı yanında hapisten vs den bahsedilebilir mi?

29.06.2018

Bizimki kadar "Pardon, suçsuzmuşsunuz" denilen bir ülkede idam cezasıyla adam öldüren devlet en büyük katil olacaktır. Suçsuzluk kanıtlandığında kararı veren hakim de idam edilecekse "tamam".

TÜM YORUMLARI OKU (10)