Soylu şunları söyledi: 'İşin ikinci kısmı siyaset kısmıdır. Kendi içlerindeki siyasal tartışmayı bizi basamak kullanarak siyasallaştırmaya çalışan, 'acaba buradan kendi adıma elde edeceğim pozisyonlar için bir adım öne geçebilir miyim' diye ortaya çıkarılan bir süreçtir. Yargı devam ediyor, kararını verecektir; öbürü siyasaldır, siyaset pozisyonudur. Bu da tamamen kendi içlerine dönük bir anlayışın kendisidir. Şunu ifade etmek lazım: Çöpünü toplamaktan aciz bir belediye başkanı, İETT otobüslerini çalıştırmaktan aciz bir belediye başkanı, belki de tarihin İstanbul'da gördüğü en aciz belediye başkanı, bütün bu yapamadıklarını 'acaba hukukun verdiği bir karar üzerinden örtüp başka bir adım atabilir miyim'... Siyasette her şey halkın önünde olur ve halk her şeyi görür. Burada bir hadsizliğe de müsaade etmemek lazım. Tayyip Erdoğan, İstanbul'un ve tarihin görmüş olduğu en başarılı belediye başkanıdır. Tarihin en başarısız belediye başkanıyla Tayyip Erdoğan'ı kıyas bile etmek çok büyük bir hadsizlik örneğidir, bunu altını çizerek söylüyorum. Birbirileri Bizans oyunlarıyla beceriksizliklerini örtme çalışabilirler ama her şey halkın önünde cereyan etmektedir.'
Bir gazetecinin 'Muhalefet aslında 'İmamoğlu'nun bu sözü, Soylu'nun kendisiyle ilgili ifadesine yanıt verdiği bir cümle, bu dava konusu olamaz'' sözleri üzerine Süleyman Soylu, 'O zaman kendisi neden dava açtı? İkincisi kimse çocuk değil, yapmayın ne olursunuz. Hakaret edeceksiniz, onun üzerinden de binlerce defa hakaret edeceksiniz, şahsıma da hakaret edeceksiniz ben sesimi çıkartmayacağım ve izleyeceğim, sadece hukuki bir hakkım var. Seçimi kim iptal eder? Benim seçimi iptal edebilme hakkım var mı? Kimseyi aptal yerine koymasınlar. Seçimi iptal etme yetkisi Yüksek Seçim Kurulu'nundur' dedi.
Seçim iptal kararlarını Yüksek Seçim Kurulu'nun verdiğini belirten Soylu, şöyle devam etti:
'Ben hiçbir şey bilmiyorsam çocukluktan beri siyasetin içindeyim, bunu biliyorum ya. Ben seçim kurullarında büyüdüm. Beni bağışlayın müteahhitlik yaparak büyümedim, ilçe seçim kurullarında büyüdüm. Bu ayıp bir şeydir. Bir hakaret etmişsiniz hukuku da bir cevap vermiş. İleri safhası var, istinafı var, Yargıtay'ı var gider orada hakkınızı ararsınız. İşte 'şunu şöyle yaptılar', niye yapayım? Sen zaten tarihin en başarısız belediye başkanısın, benim derdim ney? Kendi kendine çelmeyi takmışsın, yuvarlanıp gidiyorsun. Kendi içlerindeki rekabette bizleri basamak olarak kullanmak yanlıştır. En azından İETT otobüslerine haksızlıktır, onların da bir hakkı var.'
Dedi;"Ömrümde bir tane güvenlik makalesi okumadım" diyen kişi
AKP'nin halktan ümidi tamamen kesip sadece AKP'lilere hitap ettiği seviyesiz üslubun en büyük temsilcisi. Bir beklenti içerisinde sanırsam kendisi.
İçişleri bakanı delikanlı gibi "Ekrem'e ahmak dedim, o da lafımı çevirip bana yedirdi" diyemeyecek kadar acizdir. Önce delikanlı olacaksın, sonra bakan olursun. Bu ülkede uyuşturucu kol geziyor, katiller kol geziyor, teröristler cirit atıyor. Bunlar sadece ve sadece senin sorumluluğunda Sülo. Bunların hepsini bu memlekete musallat eden baş mafya sensin. Kanıta gerek yok, iç işleri bakanının yegane görevi bunları engellemektir, engellemiyorsan sen işin içindeki 1 numaralı adamsın demektir.