2004 yılında ABC kanalında gösterime giren Lost, şüphesiz ki hayatımızda büyük bir yer kapladı. Jeneriğiyle, oyuncularıyla, muhteşem bölümleriyle bir döneme damgasını vuran dizi, 2010 yılında son bulmuştu. İşte dizinin bitiminden itibaren gittikçe artan Lost hasretinizi giderecek 20 madde.
Not: Spoiler içerir
Öncelikle muhteşem jeneriğine değinmeliyiz. Hepimizi 'acaba bu bölüm neler olacak' diye heyecanlandıran jenerik.
Uçak kazasıydı, diğerleriydi (The Others), ada hayatıydı derken kahramanlarımız eğlenmeyi de ihmal etmiyorlardı. Hurley'in fikriyle yaptıkları Golf sayesinde adanın stresli yaşamından, 'ne zaman kurtulacağız biz' sorularından az da olsa kurtulmuş oluyorlardı.
Hurleyin meşhur lanetli sayıları; 4-8-15-16-23-42. Az mı uğraşmadık o sayıların ne anlama geldiğini çözmek için? Hurley'e çıktıysa bana da çıkar düşüncesiyle bu sayılara piyango oynamadık?
Jack ağlayınca biz de ağladık, en büyük lider Jack lider! Adada olan yaşam mücadelesinin yanı sıra, ani ölümlerle büyük bir çöküntüye giren karakterlerimiz de vardı elbette. Michael oğlunu diğerlerinin elinden kurtarmak için Ana Lucia ve Libby'yi gözünü bile kırpmadan öldürmüştü hatırlarsanız.
Kader adamı John Locke'ın yaptıklarına ilk başta anlam veremeyip sonradan adam haklıymış be demeyen bizden değildir. Kader diye diye gitti adam...
'Dude' deyişiyle tüm sempatimizi kazanmış, herkesin yardımına koşan Hurley Reyiz..
Son of a bitch! küfrünü bizlere alıştırmış olan insan.
Adamın dibi, herkesin yardımına koşan, tereddüt etmeksizin kendini arkadaşları için tehlikeye atan Jack Shephard... Özlüyoruz
'NOT PENNY'S BOAT' ...daha fazla konuşamayacağım.
You all everybody diye az mı söylemedik...
Ne olduğunu sonlara doğru anladığımız Dharma Girişimi... Adaya atılan yiyecekler, istasyonlar, çekilmiş filmler...
John Locke ve merhum Boone az mı uğraştı onu açmak için.
Kabul edelim Black Smoke kötü olmakta haklıydı. Bizimkiler ona 'monster' diyordu.
Kabul edelim ki 'ya bu sefer doğru söylüyor gaiba ya' dediğimiz anlarda bile yalan söyleyen müthiş bir zekaya sahip Benjamin. Her ne kadar kötü olsa da sevmekten vazgeçmediğimiz bir karakter. Çok dövüldü bizimkiler tarafından ama olsun.
Matthew Fox ve Jorge Gorcia'nın bu aşırı mı aşırı tatlı fotoğrafı.
Gerçek survivor bu köpektir net.
Kate ablamız ne kadar Jack'i sevse de Jack'i kıskandığı bir an da kendini Sawyer'in kollarına atmaktan geri durmazdı.
Desmond ve muhteşem aksanı hepimizin kendi kendine 'si yu in inathır bıratha' diye dolaşmamıza sebep olmadı mı?
Boone'un ölümünü kabullenemeyenler derneği.
Şu sahnede hönküre hönküre ağlayan varsa gelsin bir çayımızı içsin. Jack'in arkadaşlarını kurtarmak için kendini feda etmesi sonra hep birlikte kilisede buluşup kavuşmaları hepsinin ölü olduğunu anladığımız an....