Okudukça tekrar okutan, kendinden bıktırmayan, şairlerin acısını hissedebileceğiniz güzellikle olan şiirleri sizlerden mahrum bırakamazdık. Keyifli okumalar!
Not: Mutsuzken okumanızı önermiyoruz.
Okudukça tekrar okutan, kendinden bıktırmayan, şairlerin acısını hissedebileceğiniz güzellikle olan şiirleri sizlerden mahrum bırakamazdık. Keyifli okumalar!
Not: Mutsuzken okumanızı önermiyoruz.
ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum!
çünkü bu,
seni seviyorumun içine nal salmak demektir
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
ve gitmen beni dile indirger sevgilim
adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde
yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime
anne dedim, hadi çay koy da içelim..
seni sevince pazara çıktım sevinçten enginar aldım “süper enginarlar” diye bağıran adamdan
oturup ağladım sonra, şaşırdın.
bu “süper” oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı.
canımın acısıydın.
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
'öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna' bir çocuk demiş.
gidelim buradan.
senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.
ölelim diyecektim az kalsın. ölmeyelim. hiç ölmeyelim anna.
sarılalım diyecektim az kalsın. içimden böyle şeyler de geçiyor işte. sarılalım, dudakların…
tamam sustum.
usulca giderim güneş gibi
batı kapısından bu kentin,
zaman kıskacına altı köşeli
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
tanrım eline sağlık, dünya da güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
geceleri galata’da gülerken bacaklarımız uzamış
alıştık artık ölüme
diyeceğim şu ivan milinski: ölüm için ayırdık geceleri gülerken
galata’da
biliyorum gemiler götüremez
neonlar teoriler ışıtamaz yanını yöresini
örneğin manastırda oturur içerdik iki kişi
ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
koltuk altlarımız gitgide tatlı gelirdi
geyikli gecenin karanlığında..
soğuk bir merminin yolunu kaybettirecek
kadar gece bakıyor gözlerin.
seni düşünmek;
sıklıkla tercih ettiğim bir intihar yöntemi.
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.
çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil
biz güldük önce onlar gülümsedi
papatyaları andık.
ve hepsi başlarını kaldırdılar
ve hemen ellerinin gölgesi düştü yüzlerine
karmakarışık belirsiz uzun
geçti ve geçti gölgesi
zerdüştün ayaklarından bir kartalın
ve, bu çiçeklerin hepsi benimdi.
ah, fazla parlak bir düş uzun sürmek için
ah, yalnızca kararmak için yükselen.
yıldızlı umut.