Geçtiğimiz günlerde yaşadığı mucizevi bir hikayeyi Twitter'da takipçileri ile paylaşan Eylül Öztürk'ün tweetlerinden derlenmiştir.
Geçtiğimiz günlerde yaşadığı mucizevi bir hikayeyi Twitter'da takipçileri ile paylaşan Eylül Öztürk'ün tweetlerinden derlenmiştir.
Bak ben söyleyeyim bu hikayenin sonunu; çocuk Eylül'ü görmek için yola çıkar. Türkiye'ye gelir. Eylül'e haber salıp onunla buluşmak isteğini söyler. Buluşmada Eylül'e yine bir kutu verir ve eve gitmeden bu kutuyu açma der. Eylül eve gider ve sabırsızlıkla kutuyu açar. Yok artık yine bir not. Notta aynen şöyle yazıyordur; "Eylül seni zamanında gerçekten çok sevmiştim. O zamanlar ergenliğin de etkisiyle sonumu düşünmeden bir dünya borca girip o tek taşı sana almıştım. İnanır mısın, 8 yıldır hala ödeyemedim borcu. Borcu ödeyemediğim için hapis cezasına çarptırıldım. Ben de İsviçre'ye kaçtım. Bu arada bitki çayı falan üretmiyorum. Borç yüzünden bildiğin otçu oldum kendim için ot yetiştiriyorum. O mailleri de belki buluşuruz da bu sefer yüzüğü geri isteyebilirim umuduyla yazdım. Sanırım bu gün o gündür. Ne olur ver artık şu yüzüğü." :D
Üstüme alınmadım ama Türk erkeklerinden denyo diye bahsetmesi onun ne kadar pespaye olduğunu açıklar nitelikte zaten, neyse çokta birşey söylemek istemiyorum. Karakter meselesi tabi :)
Biri oturmuş yazmış bir senaryo bence. Pilav yiyin bu masalı yemeyin. :)