1941 yılında zihinsel sağlık biçimi olarak kabul edilen bu yönteme, 1950 yılına gelindiğinde insanların hikayelerde tanımladıkları karakterlerden büyük ölçüde etkilendiği fikrine uzmanlar tarafından kanaat getirilince ilgi daha da arttı (K).
1970'lerde kütüphaneci Rhea Rubin, bibliyoterapiyi iki kategoride sınıflandırdı: gelişimsel (eğitim ortamları için) ve terapötik (zihinsel sağlık ortamları için) (K).
Öğretmenler, ebeveynleri bu yaklaşımı çocuklarıyla birlikte kullanmaya teşvik edebilir.
Reçeteli Bibliyoterapi: Bu yöntemde çeşitli zihinsel sağlık sorunlarına değinmek için özel okuma materyalleri ve çalışma kitapları kullanılır. Uzman, ilgili materyal desteğini yaptıktan sonra terapi, bir uzman eşliğinde ya da kendi kendine yapılabilir. Bazı nefes teknikleri de kitap okuma sırasında kullanılabilir.
Yaratıcı Bibliyoterapi: Psikolojik iyileşmeyi geliştirmek için yaratıcı edebiyattan (romanlar, kısa öyküler, şiirler, oyunlar ve biyografiler) faydalanır. Dikkatlice seçilmiş edebi eserlerin dahil edilmesiyle, terapistler çoğu zaman tedavi gören kişilere kendini keşfetme yolculuğunda rehberlik edebilir.
Terapi gören kişilerin kendini bulduğu hikayeleri okumaları ve daha sonra bir uzmanla bu hikayede geçen süreçleri tartışmaları; sorunlarına çözüm yolu bulabilmede, rahatlamada ve özellikle özgüven eksikliğini yenmede büyük ölçüde yardımcı olur.
Çocuğunuzun öğretmenlerinden, bu konuda uzman pedagog, psikolog ve kütüphanecilerden destek alabilir, bibliyoterapi seansları yapılan kütüphane topluluklarına katılabilirsiniz.
lise yıllarımda okumaktan nefret ettiğim biyografiler, sonradan bu nedenle çok ilgimi çekmeye başlamıştı. koca koca isimlere sahip bu insanlar bugünlere nasıl geldi, neler yaşadı, ne kazıklar yedi, kime kazık attı, kimleri sevdi, zorlukları nasıl aştı ? tüm bunlar okurken benim hayatıma da ipucu oldu. hele klasikler arasına giren o büyük romanlar. monte cristo kontu mesela.. dünyada yazılmış en güzel kendini bulma hikayelerinden biridir bence. stephen king'in kara kule serisi. öyle basit bir fantastik roman olarak nitelenemez.. insanın amacı olmasını, o amaç uğrunda hayatında gideceği yolu, bu yolda karşısına çıkan yol arkadaşlarını, kazandıklarını, kaybettiklerini, vazgeçişlerini anlatır. bu kitaptan sonra hayatıma giren her "yol arkadaşımı" daha farklı bir süzgeçten geçirir oldum ve hiç yanılmadım.. okumak iptiladır, müptelalara selam olsun..
Elin kızı hayatıma girecek, ağzıma sıçıp ortada bırakacak, ondan sonra kendimi toplamak için antidepresan, yaşam koçu, kitap; Allah ne verdiyse artık yola koyulacağım! ben böyle dünya adaletinin içine ..ıçayım!
Ülkemde en güzel terapi, şantiyede çalışan iş makinalarını izlemek. Demle çayını, yak sigaranı bi yarım saat izle ne dert kalır ne tasa.