İçindeki Kadınla Barış Artık!

Kadın hakları tüm dünyada yıllardır konuşulan konudur. Var gücümüzle erkelere yükleniyoruz. Eyvallah, bugün bu dünyanın bu kadar kaotik, anlaşılmaz, kavgacı, yakıcı ve yıkıcı güce sahip olmasının tek sebebi erkekler. 

O zaman başka bir bakış açışı ile ele alalım; bizi dünyaya getiren kim? Nasıl bir gücü var o yaratıcı enerjinin? Hepimiz bir kadından doğuyoruz. Önce kendi ile bağ kurar anne sonra çocuğu babayla ve tüm dünyaya anlatır.

İki farklı cinsiyette, iki çocuğun yetişmesine bakalım; tek bir anne ve iki farklı çocuk:

Kız olana daha küçük yaşlarda yaptırımlar başlar. Daha cinsiyetinin bile farkında olmadan baskılarla büyür. Erkek çocuk ise, dünya onun için yaratılmıştır algısı ile büyütülür.

İstediğine sahip olma gücü pipisine verilmiştir(!) Ahlak denilen kavram elindekine biri yan gözle bakarsa idrak edecek kadar sonradan gelişmiştir. 

Erkek sahip olmak, korumak ve kollamak üzerine yetiştirilmez. Var olan gücünü cinsel organından alacağına inandırılarak yetiştirilir. Anadolu’da kim oğluna bakire kız alması konusunda baskı yapar? Baba mı? Anne mi? 

Duyuyorum sesinizin içine kaçtığını… Daha bitmedi, kim evleneceği kızın küçük olmasını körpe olmasını öğütler? Baba mı? Anne mi? 

Cevap; Anneden aldığı güçle doğru olanı arar erkek.  Anne ile kurduğu sevgi bağı ile evleneceği kadınla benzerlik arar. Yani ona koşulsuzca ilgisini verecek bir anne arayışıdır bu. Buraya dikkat! Sevgi değil arayışı… 

Kadınlar da eşlerinde eksik kalan yarım kalmış hikayelerini, kendi hamurundan yarattığını, yeni eşine şekil vermekten geri durmaz.

Sevgi mi, ilgi mi?

Etrafınıza bir bakın; sevgiden mahrum, ilgi manyaklığı ile yetiştirilmiş, sevgiden çok ilgiye yönelen ve bundan da sıkıldığını dile getiren, ne istediğini bilmeyen adamlarla dolu değil mi? Erkeklerin, sahip olma dürtüsü ile sahip olacağı şeyin tüm özelikleri zaten annesi tarafından şekillenmiştir. Tüm hayatını da onu arayarak geçirir. 

Hani bir söz vardır kraliçeler tarafından yetiştiren erkekler prens olur diye… 

Dünya, kadın hakları için yıllarca savaş veriyor. Yahu bu kadınlara bunca şiddeti uygulayanların arkasındaki de kadın değil mi? Ağaç kovuğundan çıkmadı ya bu erkekler!   

Soruyorum size hangi kadın gerçek gücünün farkında? Güç erkekle yarışmak değil, içindeki tanrıçaya ulaşmak, ilahi güçle bağ kurmak, kendini özünü sevmektir.  Çünkü doğurganlık ona verilmiştir ve bunu rahman ve rahim olan hali ile yapar. Tek amacı bebeğini korumak ve kollamaktır.

Peki gerçek bir kadın nasıl olmalı?

Kadın kalbi ve rahmi ile bağ kurmalıdır. Her şey bir enerji; artık bunu kabul etmeyen yoktur diye düşünüyorum. Kalp en yüksek frekansa sahiptir ve arkasından rahim üreme organımız ve sonra yaratım kısmı olan tepe noktamız. Konuyu çakralara girip dağıtmak istemiyorum ancak her şey titreşim ve frekanslara göre düzenlenir. Kabini ve rahmini keşfetmiş bir kadına ne bir erkeğin baskısı ne de şiddeti ulaşabilir. Onlar hem kendinin hem de ilahi gücün farkındadırlar. Görünmez bir güçle korunuyordur onlar… 

Peki onları nasıl tanırız? Gülüşleri, duruşları, sabırlı ama ısrarsız hallerinden. Hiç çabalamadan yaydıkları dişil enerji ışıklarından. Teslimiyetleri birine değil sistemedir. 

Bugün tüm dünyada kadın hakları derken, kurban edilen erkekleri de unutmayalım. Onlar da yanlış kadınların yetiştirdiği büyük çocuklardır. 

Afrika’da, yıllardır sorunun kaynağına inmeden, hep açlık üzerine yardımlar toplanmadı mı?  Üstelik çok yüklü miktarda yardımlar toplandı. Niye sorunlar bitmiyor o coğrafyada?  Çünkü sorunun kaynağına inmek istemiyorlar. Sorunu bitirmek değil amaç oradan beslenmek. 

Şimdi de kadın hakları üzerinden beslenen ama kadından bihaber birçok dernek vs. yerlerin yaptığı gibi sorunun kaynağına inmiyoruz. Sadece saç kesmekle olmuyor bu işler. Evet, sistemin dayatmalarına boyun eğmeyelim ama bunu bilinçli yapmak gerekiyor. En temelinden, yeniden başlamalıyız. Örneğin Köy Enstitüleri yeniden açılmalı, Anadolu’da kadını kadına anlatmalıyız. Gönüllü yapmalıyız bunu... 

İnsan olmanın erdemini öğretmeliyiz her bir çocuğa. Ebeveynlere çok iş düşüyor; çocuklarınıza cinsiyet üstü kavramları öğretin. Erdemli, adaletli, ölçülü olmayı, sevginin koşulsuz olduğunu, paylaşmanın gücünü ve birey olmanın kendini sevmekle başladığını öğretmeliyiz onlara.

İnsan olmak, çocuk insan olmak nedir? Nasıl insan olunur? Varsa yoksa erkek kadın ayrımını anlatıyoruz. İyi hoş da, onu da kendimize göre anlatıyoruz. Cinsellik aile arasında hiç konuşulmuyor bile. Okullarda zaten böyle bir eğitim yok … 

Sorarım size; bunca yasak, yanlış şeyin içinde tek suçlu ERKEKLER Mİ?

Kadınlığını Keşfet ve Dönüş

En çok anlatılanlara inanırız ve kadınlar hep anlatır. Erkekler sorunları olduğunda susar ve başka yerde arar çözümlerini. Artık erkeklerle ilgili farklı yerden de bakmalıyız. Dünyada enerjiler konuşuluyor, bir kadının kadın doğması ile kadın olunmuyor. İçinde var olan dişilini kutsamalı ve var olan erili ile barışmalı, erkek içinde aynısı geçerli. Erkek, eril olmanın gücünü yumuşatmalı ve içindeki dişil tarafı ile barışmalı. Dünya dualite üzerine kurulmuş. Bu dualitenin dengesini kurabilmeliyiz.

Bugün en önemli sorun, kadınların sorunları değil insan olmanın sorunlarıdır. Farkında olmadan insanlığın üzerine giydirilen cinsiyet giysilerinin söküklerini dikmeye çalışıyoruz. Önce kim olduğunu bulmalısın. Neden varsın bu dünyada?  Ne veriyorsun ne almaya hazırsın? Ne kadar koşulsuz sevgiye açabiliyorsun kendini ve bunu ne kadar paylaşabiliyorsun? 

Dünya çıkar dünyası, sevgi bile neyi ne kadar alacağınla ölçülüyor. Sevgiyi en çok kullananlar, onu en az bilenlerdir bence… İlgi ve sevgiyi karıştırıyoruz: 

Sevgi dönüştürür. Sevgi esneklik sağlar. Sevgi birleştirir. Sevgi geliştirir ve sevgi talep edilmez. Sevgi olmak halidir. Yaratan ile bağlantıda olma, kendine dönme ve kendini kabul etme halidir. İşte belki de kadının en çok bu bilince ihtiyacı vardır. Çünkü ona en yakın güce, o sahip; yani yaratmaya… 

Kısacası; gücünü fark et sevgili kardeşim. Bu güç senin en derinlerinde, rahminde ve kalbindedir. 

Sustur o beynini. Bırak kendini ve kalbinin ritmini dinle. Kadın olmanın yüceliğini yaşa ve yaşat. İşte o zaman kraliçelerin yetiştirdiği prenslere daha çok denk geleceğiz. 

Ve sen o zaman gerçek bir senle tanışmış olacaksın… 

Instagram

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
12.10.2022

içimdeki kadınla barışabilmem için önce kadın cinsiyetimle barışmam lazım kendimle değil.

12.10.2022

😔

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ