Her şey Mustafa Denizli'nin 'içimizdeki İrlandalılar' demesiyle başladı. Ardından 'Haşhaşiler' ve bugün de 'Lawrence'lar geldi. Peki Yeterli mi? İçimizdeki hainleri, düşmanları, darbecileri, vs. ifade etmek için bu ikisi yeterli mi? Asla! İşte size içimizdekileri tanımlamanız için birbirinden hain 10 kişi.
M.Ö.480 yılında Termofil Savaşı'nda Pers ordusu Yunanistan'a saldırdı. Bir milyondan fazla askere sahip Pers ordusu karşısında, Yunanistan'da Leonidas önderliğinde kısıtlı sayıda asker bulunmaktaydı. 2 gün boyunca cesurca savaşan Leonidas ve ordusu, 3.gün bozguna uğratıldı. Sebebi ise Efialtes'in Pers kralı Xerxes'e gizli patikanın yolunu gösterip, Leonidas'ı arkadan vurmasını sağlamasıydı. Arkanızdan iş çevirenleri tanımlamanız için mükemmel bir örnek değil mi?
Roma İç Savaşı'nda Optimates ve Pompey'le beraber savaşan senatör Longinus, Pompey'in Pharsalus Savaşı'nda yenildiği haberleri üzerine, Çanakkale Boğazı'na kaçtı fakat çok geçmeden Sezar tarafından yakalandı. Roma'ya döner dönmez bütün yetkileri elinden alındı ve kendinden daha kıdemsiz olan Brütüs'e verildi. Buna oldukça sinirlenen Longinus Sezar'a saldırı düzenledi ve 23 kez bıçakladı. Öfkesine hakim olamayıp, kulaktan dolma bilgilerle size saldıranlar mı var? Artık tanımınız hazır.
Roma İmparatorluğu'nda senatoda görev yapan Brutus, Roma İç Savaşı'nda Optimates'le beraber Sezar'a karşı savaştı. Bu savaşta Sezar Brutus'e merhamet gösterdi ve askerlerine Brutus'e zarar vermemeleri konusunda emir verdi. Senatörlerden Brutus, Porcia ve diğerleri MÖ 44′te Sezar'a karşı hareket etmeyi kararlaştırdı. Sezar'a yapılan suikast başarılı oldu ve ölmeden önce o meşhur sözleri söyledi: 'Sende mi Brutus? Öyleyse yıkıl Sezar!'. Sizi arkadan vuranlara başka ne diyebilirsiniz ki?
Aslında onların kim olduğunu çok iyi biliyoruz. Arkanızdan iş çeviren, yakıp, yıkan, sizi devirmeye çalışanlar için bundan başka bir tanımlama olabilir mi? Bildiğiniz darbeci bunlar, hainler, yıkıcılar.
Henüz taze bir hainlik. Sen tut Cia'nın gizli bilgilerini açık et, sonra da Rusya'ya kaç! Tam parti içindeki olayları dışarı sızdıran, partinin gizli bilgilerini ifşa edenler için kullanmalık enfes bir tanım. Bir nevi 'Fuat Avni'lik ama Fuat Avni'nin ismini anıp, onu önemsediğinizi göstermek istemiyor olabilirsiniz. O zaman sizin adresiniz Edward Snowden.
İçimizdeki Edward'lar ile benzeşen ama daha tehlikeli tipler için kullanılabilecek bir tanımlama. Assange'ın taciz geçmişinin de olmasından ötürü, karşı tarafa çamur atma imkanı da veriyor. Yani birinin itibarını mı zedeleyeceksiniz, algı yönetimi mi yapmak istiyorsunuz, Assange'dan daha iyisini bulmanız mümkün değil. İçimizdeki Assange'lar deyin ve arkanıza yaslanıp keyfini çıkarın.
Hz. İsa'yı son akşam yemeğinde üç otuz paraya Sanhedrin’e satan hain. Daha sonra intihar etmiş olması karşı tarafa bir mesaj vermeniz açısından da önemli. Yani ayağını denk al, yoksa buralarda barınamazsın demenin incelikli bir yolu aslında birine İşkaryot demek. İçimizdeki hainlere güzel bir gönderme. Kullanın.
Kadın hainleri ifşa etmek için kullanılabilecek en tatlı ve şeker hain; Mata Hari. Yalnız bunu söylerken, söylediğiniz kadından hoşlandığınızı da ifade etmiş gibi algılanabilirsiniz. Ama onun hainliğinin yanında bunun lafı mı olur? Yapıştırın gitsin.
Orta pişmiş biftek yeme uğruna, gerçeklerin peşinde koşan başta Neo ve Morpheus olmak üzere tüm matrix alemini satmış bu kişiyi, davanızı satanlar için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Göndermeler ve anlamlarla dolu bu benzetmenizi belki çok kişi anlamayabilir ama elinizin altında onlarca gazete varsa misal, illaki anlatırsınız.
Kankası Gandalf'ı ve tüm orta dünya'yı satan bu arkadaşı unutmak mümkün mü? Özellikle yaşlı hainler için kullanılması çok güzel olan bir tanımlama. Hele ki rakibinizin saçları ağarmışsa tadından yenmez.
Hainlik yaptığının farkında olmayan, sizin iyiliğinize bir şeyler yaptığını düşünen ama aslında hainlik yolunda yürüyenler için kullanılabilecek eşsiz bir tanımlama. Safsın demenin kibarcası.