İçimizde Gizlenen Korkulardan Biri: Başarı

Çok iş yaptığımızda, tüm gün yoğun olduğumuzda, koşup koşup dinlenmeye vakit bulamadığımızda hissedilen o değerliliğin sebebi nedir? Dünya çarkında bir dişliyiz sadece ve o dişlinin hangi makinada bizi nereye götürdüğünü bilmediğimiz bir gelecek için çırpınıp durmanın bizi değerli hissettirmesi garip değil mi?

Bir parça havuç gösterildi diye peşinden koşuyoruz. Ne kadar koşacağımızı ne zaman dinleneceğimizi, içinde yaşadığımız sistem belirliyor. Gösterilen havucun damak tadımıza uyup uymadığı da belirsiz. Karın doyursun yeter.

“Hiç vaktim yok ya da çok yoğunum” cümlesini başkalarına rahatlıkla söyleyebildiğimizde bunun bize verdiği hazzın kaynağı nedir?

Kibir mi? Sahi seni yoğun yapan neydi? Havuç? Ha tamam haklısın.

Yıllarca başarısızlıktan korktuğum için debelendiğimi düşünmüştüm. Başarısız olmaktansa basit ve aşina işlerle uğraşmak kolaydı. Herkesleşmeyi ben seçmiştim. Geçenlerde bir podcastte “başarılı olma korkusu”nun da var olabildiğini öğrendiğimden beri düşünüyorum. Acaba korktuğum başarılı olmak mıydı? 

Farklı olmaktan hep korktum, eleştirilmekten her zaman rahatsız oldum, çoğu zaman insanlar bana bakmasınlar istedim. Biraz büyüdüğümde aşmıştım bunları. Her ağızdan aynı kalıp cümleleri duymak, yanlış dahi olsa aynı fikir etrafında gruplaşılması rahatsız etmeye başladı. Farklı olan güzelleşti. Eleştirilere kulak asmamaya başladım ama bir eksik vardı hala.

Tüm gün, yapılması gereken eylemlerimde tam ve kusursuz olmaya çalışmak saçma gelmeye başladı. Uyandım, işe gittim, çalıştım, eve geldim, yemek yaptım, yedim, uyudum…Bir hamsterın çarkında dönüp durması gibi. Her gün aynı şeyler. Çünkü ben cidden başarılı olmaktan korktum. Ne gerek var mantığıyla savuşturulan güzel fikirlerimi, para eden beden gücümle değiş tokuş ettim.

Uzmanlara göre başarılı olma korkusunun altında;

-Eleştirilerek büyütülen çocukların başarılı olduklarında daha çok insan tarafından eleştirilecekleri korkusu

-Ebeveyn, kardeş, arkadaş, eş gibi sosyal çevrelerinden farklılaşıp uzaklaşma korkusu

-Bencilleşme korkusu

-İstikrarsızlık korkusu

-Yaşanacak en küçük aksaklıkta daha yüksekten düşecek olma korkusu

-Değerlerini kaybetmek (çok para haramsız olmaz mantığı)

Birçoğunun altında başkalarının düşüncelerini önemsemek yatıyor. Bizim dışımızdaki herkesin haklı olduğunu kabul ediyor, bizim bir yerlerde bir şeyleri kaçırmış olabilme olasılığımızın büyüklüğü, iç sesimizi bastırıyor belki. Bu sebeple arkadaşımızla sevmesek de aynı sıkıcı eğitime gidiyor, eşimizden üstün görünürüz korkusuyla terfi almaktan çekiniyor, risk almak, adım atmak, doğru o değil, budur demekten korkuyoruz.

Bundan birkaç yıl önce bir arkadaşıma “büyük topluluklara seslenebilecek bir kapasitem varmış gibi hissediyorum” demiştim. İç çekip biten öğle tatilimizle ofisteki masamıza geri dönmüş ve maillerimize cevap vermeye devam etmiştik. Birkaç ay sonra istifa ettim ve depresyona girdim. Bilin bakalım niye?

Aradan geçen yıllar, kendime uzaktan bakabilmemi sağladıysa da hala başarılı olmaktan korkuyorum. Bana öğretilen başarı tanımı, benim başarı tanımım ve yeni dünyanınki çatışmaya başladığı için hem de.

Neticede yaşamım boyunca temiz bir hayat sürmenin başarı sayılmadığı ve aldığım maaş ve unvan kadar başarılı olduğum bir çağdan, ne kadar izlendiğim ve kaç takipçimin olduğuna bağlı olan başarı tanımına geçtik. 

Bir sokak hayvanının başını okşadığınızda, bir komşunuza selam verdiğinizde, bir çocuğu gülümsetebildiğinizde, huzurla gökyüzüne baktığınızda o kirlenmemiş tertemiz hayatlarınızla kendinizi başarılı hissetmekten utanmayın. Tanımlar topluluklarca değiştirilse de sizin başarı tanımınız neyse o olmaktan korkmayın.

Instagram

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler