'İçi kan ağlamak' deyiminin günlük hayatta sıklıkla kullanıldığına şahit olmuşsunuzdur ancak işin sonunun böyle bir yere varacağını düşündüğünüzü pek sanmıyoruz. Bugün sizlere adeta korku filmlerinden fırlamış gibi duran bir hastalıktan bahsedeceğiz: Hematidrosis!
Vakaların azlığı, hastalığın sebebinin tam olarak anlaşılmasını engelliyor. Ancak bu hastalıkla ilgili bilinen bir durum var ki, o da tetikleyicisinin aşırı stres ya da korku olduğu... Hiçbir kesik ya da yara olmaksızın bir anda vücudunuzdan kan akmaya başlaması sizce de çok korkutucu değil mi?
Kılcal damarların çatlaması sonucu vücut sıvılarının atıldığı noktalardan terle ya da gözyaşıyla birlikte atılan kan, kişinin kan ağlamış gibi görünmesine yol açıyor. On milyonda bir görülen bu garip hastalığın kesin bir tedavisi yok, ancak sempatik sinir sistemini uyaran reseptörleri bloke eden ilaçlar ile olumlu sonuçlar elde edilmiş.
Aşırı yorgunluğa sebep olması dışında, hastalar kan terleme sırasında bu duruma bağlı herhangi bir acı duymuyorlar. Ancak hak verirsiniz ki psikolojik olarak etkilenmemek mümkün değil. Sabah kalktığınızda bir anda kendinizi kan revan içinde bulsanız, siz de bu durumu pek hoş karşılamazdınız herhalde...
Hematidrosis hastası Geeta Dutt, geçtiğimiz yıl kanlı gözyaşları döktüğü için kocası tarafından cadı olmakla suçlanıp terk edilmiş. Yaşadığı bu üzüntü ise Geeta’nın hastalığını daha da tetiklemiş ve başlangıçta yalnızca gözlerinden kan akıyorken vücudunun diğer bölgelerinden de kan gelmeye başlamış. Geeta'nın bu süreçteki en büyük destekçisi ise kızlarına yardım etmek için çırpınan ailesi olmuş.
Baş ağrıları sonrasında vücudunun her yerinden kan gelmeye başlayan küçük kızın tek dileği bu garip hastalıktan kurtulmak... Kendisiyle röportaj yapmak isteyenlere, 'Bu hastalık yüzünden herkesin beni tanımasını istemiyorum, tek istediğim şey iyileşip normal biri gibi yaşamak.' diyor Phakamad. Umarız, hem Geeta hem de Phakamad en kısa zamanda tamamen iyileşip istedikleri gibi bir hayat sürebilirler...