Harabeler ya da terk edilmiş mekanlar, felaketleri ve bozulup yıkılmaları her zaman fırsata dönüştürüyor ve sanat ortaya koyuyor. Detroit'teki yıkılmaya yüz tutmuş evlerin her fotoğraf kompozisyonunda, tek bir kişinin imzası var; o da Matt Emmett. İngiliz fotoğrafçı üç yılını Avrupa'yı gezerek geçirmiş, terk edilmiş binaları, unutulmaya yüz tutmuş fabrikaları, harap kütüphaneleri ve kirli endüstriyel tesisleri keşfetmiş. Fotoğraflarının 'tarihi korumanın bir muhafaza biçimi' olduğunu söylüyor Emmett.
Jet motoru üretim tesisini örnek verecek olursak: ''Şu anda yıkılmış durumda ve bunun sorumlusu da geçmiş yıllarda Birleşik Krallık'ın üretmiş olduğu savaş uçakları. Tornado, Vulcan Bomber, the Typhoon Eurofighter ve the Concord gibi uçaklar motorlarını burada yaptırmış. Bu da tarihsel açıdan son derece önemli. Hükumet bunu yıkmaya karar verdiğinde hiçbir koruma sağlamamış. Burası dünyada jet motorlarının doğduğu ilk yerlerden biri. Gerçekten önemli bir alan; fakat günümüzde ondan geriye hiçbir şey kalmamış.''
Keşif yapıp fotoğraf çekerken kask giymeyi ihmal etmeyen sanatçı, şimdiye kadar Birleşik Krallık, Belçika, Lüksemburg ve Fransa olmak tam 60 - 70 yerde fotoğraf çekimi yapmış. Terk edilmiş lokasyonları bulup ihtiyatlı bir şekilde birbiriyle koordinatları paylaşan, yaklaşık 1000 fotoğrafçıdan oluşan Britanyalı 'Kentsel kaşifler' topluluğundan olan Emmett, bu sayede farklı mekanları buluyor. Saldırganların ve grafiti sanatçılarının, bu eski mimari yapıları bozmasını engellemek için herkes kontrol sağlamaya çalışıyor.
Yeni kuşaklar için bu yerlerin fotoğrafını çekmek de asıl önemli nokta: '' Bana göre piramitler ya da Angkor Wat gibi dünya miraslarından çok daha etkileyiciler.'' diyor Emmett ve ekliyor: '' Terk edilmiş oldukları için, insanlar burayı turistik mekanlar olarak görmüyor; fakat içine girdiğinizde karşılaştığınız atmosfer çok farklı. Bu güç santralleri, endüstriyel mekanlar son derce sessiz. Ve hatta bana göre Machu Picchu ile bile kapışırlar.''