Eski dönemlerde internet yoktu ama bu teknolojik gelişmeler olmadığı anlamına gelmiyor. Facebook yerine geçecek defterler hazırlayan üniversite öğrencileri mi dersiniz, bir nevi kendi selfiesini çeken ressamlar mı dersiniz.. Bakalım internetin olmadığı zamanlarda insan ne gibi teknolojik gelişmelere imza atmışlar..
Yeni birisiyle tanıştıklarında, kişiyi hakkında bir çizim ya da sözle birlikte bu kitaba kaydediyorlardı.
The Claude Glass adı verilen bu karartılmış ayna, tıpkı manzara tabloları gibi, ortamı daha yumuşak ve sıcak renklerle gösteriyordu.
Lady Grosvenor ve sevgilisi, aşk mektuplarını görünmez mürekkeple ve okuduktan sonra yakmak gibi katı kurallarla yazıyorlardı. Ama işe yaramadı, mektuplar ele geçirildi ve büyük bir skandala sebep oldu.
17. yüzyılda yaşamış olan Hollandalı ressamın 100'e yakın kendi portresini çizdiği tablosu var.
Daha fazla örneğini görmek için: Richard Balzer Koleksiyonu
Niye gecikti benim yemeğim?!
Tabii bambaşka bir yöntemle.. 19. yüzyılda Victorya interneti olarak da bilinen telgraf yöntemiyle insanlar, hayatının aşkını arıyorlardı.
Balmumu tabletler, antik dünyanın en popüler mobil araçlarıydı. Ticaretten tutun da, gazete okumaya kadar çoğu şey bu tabletler aracılığıyla gerçekleşiyordu.
Şehir planı niteliğindeki bu çizimler, şehirde pazar yerini, evleri ve hatta genelevleri bile gösteriyordu.
Romalı şair Valerius Marshal, 140 veya daha az karakterle, hakaret içeren şeyler yazmayı seviyordu. Mesela ağzı kötü kokan birine: ''Köpeğin ağzını ve dudaklarını yalıyor Manneia. Şaşırmadım, köpekler bok yemeyi severler.''
Grindr, eşcinsel insanların birbiriyle tanışmak için kullandıkları bir uygulama. Pompei'de de, eşcinsel kişiler duvarlara bu tür yazılar yazıyordu.
Murray'in El Kitabı, Türkiye ve İstanbul hakkında değerlendirmelerin yer aldığı bir kitaptı.
Bilindiği üzere Kindle, kitapları e-kitap olarak okumamıza olanak sağlayan bir teknoloji.
Bu çubuklar, insanların itiraflarını, sırlarını kazıdıkları birer araçtı.
24 kameranın da aynı anda fotoğraf çekeceği karmaşık bir düzeni gerektiren bu teknik, Photosculpture (fotoheykel) olarak adlandırıldı.
3 katmanlı kağıdı döndürerek, insanlar muhtemelen cevap aradığı sorulara cevap buluyorlardı.
Ünlü kitabı Pillow Book 'ta 163 içerik yer alıyordu. 'Kalbimizin Hızlı Atmasına Sebep Olan Olaylar' , 'Duymak İstemediğimiz Şeyler' gibi.