Kamuoyunda 'İç Güvenlik Paketi' olarak bilinen ve polisin yetkilerini önemli oranda arttıran tasarının yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor.
Muhalefet tasarıya büyük tepki gösteriyor.
Tasarıya 'Tüm Türkiye'ye Olağanüstü Hal (OHAL) rejimi getireceği', 'Polis devletine gidiş anlamına geldiği' ve hatta 'sivil bir darbe' olduğu yönünde eleştiriler getiriliyor.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise tüm bu eleştirileri reddediyor.
BBC Türkçe Genel Kurul oturumu öncesi öncesi TBMM’deki partilerle, 'Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' başlıklı tasarıyı konuştu.
Tasarı gündeme geldiğinde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 'Hem Meclis'te kıyameti koparacağız, hem de sokakta mitinglerimizle engellemeye çalışacağız' demişti.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise Demirtaş'ın sözleriyle ilgili olarak, 'Bu yasanın sokak hareketini bastırmak ve yasaklamak üzerine kurulu bir içeriği olduğu için 'Biz, bu baskıyı tanımayacağız' anlamında söylenmiş bir sözdür. O söz hâlâ geçerli. Bu haliyle yasalaşırsa protesto eylemlerimiz devam edecek” diye konuştu.
Figen Yüksekdağ, 'Hükümet, pakette söylediğinin aksine, sokak eylemlerinde bayrak taşıyana kurşun atmazsa kıyamet kopmaz. Kopacak bir kıyamet varsa onun sorumlusu hükümettir' dedi.
'Bu yasa çıkınca sadece Kürt’ü vurmayacak' diye de ekleyen HDP Eş Genel Başkanı özellikle Batı'da yaşayan insanların da büyük bir saldırıyla karşı karşıya kalacaklarını, tasarının yasalaşmasının 'sivil darbe' anlamına geleceğini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise tasarının hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu savundu.
Tanrıkulu, 'Bununla 1980-87 arasındaki sıkıyönetim, 1987-2002 arasındaki OHAL dönemi tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılmak isteniyor. 81 il valisine ve idari kadrolara OHAL valilerine tanınmış yetkiler tanımış olacak' dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de 'hiç gelmemesi gereken bir paket' ile karşı karşıya olduklarını söyledi.
Yeniçeri, 'İktidarın, terörle mücadele diye bir problemi yok. Müzakere yapıyor. O zaman bu paketi niye getiriyor anlamakta sıkıntı çekiyorum. Görünen o ki hükümet, bu paketi terör için getirmiyor. Gezi olaylarına benzer olaylar yaşanırsa, acımasız bir şekilde onların hepsini terörist saymak gibi bir politika izliyor. Gittikçe parti devletine gidiş var' dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır Milletvekili Musa İçten ise paketin 'OHAL dönemine dönmek anlamına geldiği' yönündeki eleştirileri reddetti.
AKP iktidara gelmeden önce bir OHAL hukuku olduğunu ve Türkiye'nin ikiye bölündüğünü belirten Musa İçten, 'Biz geldik, yaptığımız önemli ilk şey OHAL’i kaldırmak oldu' dedi.
İçten paketin demokratik olduğunu, AKP'nin 'özgürlükçü adımlarını birilerinin suistimal ettiğini' vurguladı.
Tasarıda geçen maddelerin Avrupa devletlerinde 'çok daha radikal' olduğunu belirten İçten, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Almanya’da şu an polis, istediği kişiyi 48 saat gözaltına alabiliyor. Türkiye'de gözaltına almadan önce savcılıktan yazı alması gerekiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Suçun olduğunu görüyorsunuz ama o an onu gözaltına alamıyorsunuz.'
'Çoğunluğun özgürlük alanı genişletmeye karar verdik' diyen İçten, bu durumu da şöyle açıkladı:
'Bir mahallede biri yüzüne maskeyi takıyor, eline molotof alıyor ve mahallenin dışarı çıkmasını engelliyor. Eline molotof alanın özgürlüğünü mü konuşmamız lazım, yoksa tüm mahallenin dışarı çıkmasının önündeki engeli mi konuşmamız gerekiyor? Bana göre biz, özgürlük alanını genişletiyoruz.”
- BBC Türkçe