• Sosyalleşin. Sosyalleşmek ilk sırada. Diane Tice aile veya arkadaşlarla zaman geçirmeyi öneriyor.
• Üzerinde düşünmeyi bırakın. Daniel Goleman, ‘Bizi endişelendiren şeylerin üzerinde düşündükçe depresif hâl daha derinleşiyor,’ diye devam ediyor. Yani kısaca kendinizi anlamaya çalışmayın, diyor.
• Ağladıkça hüzün derinleşiyor. Ağlamanın beyindeki kimyasalları azaltarak depresif hâli dengeleme yardımcı etkisi olsa da hüznü derinleştiriyor.
• Ağlamak yerine dikkati başka yere yönlendirin. Kitap okumayı, bilgisayarda oyun oynamayı veya modumuzu yükseltecek bir film izlemeyi önerse de çok fazla televizyon veya bilgisayarın depresif hâli daha da derinleştireceği görüşünde.
• Düzenli egzersiz yapın.
• Kendinize özen gösterin. Diane Tice, ‘Azıcık bir makyajın bile işe yaradığını’ söylüyor. Bence bu çoğu kişi için güzelce saçlarını taramak anlamına geliyor.
• Farklı bir bakış açısından bakmaya başlayın. Bilişsel yeniden çerçeveleme ya da yogadaki adıyla pratik pratipaksa bhavanam.
Bu arada kitapta Shelley Taylor’ın da araştırmasına da yer verilmiş. Kemoterapi tedavisi görenlerin kendilerini diğer hastalarla kıyaslayıp, ‘En azından ben bunu yapabiliyorum’ düşüncesi bile duygudurumunu olumlu etkiliyor.
• Başkalarına yardım edin.
• Dua edin veya dua etmeseniz de başkaları için en iyisini dileyin.
Kitapta çeşitli araştırmalara da yer verilmiş. Mesela depresif hâli azaltmak için kadınlar üç kat daha fazla duygusal yemeye ve erkeklerse beş kat daha fazla içmeye yöneliyor.
Para çözer
Bu ülkede yaşayıpta sosyalleşmek, düşünmeyi bırakmak, kafaya takmamak, ağlamamak, hayattan keyif almak falan hayal geçin bunları…Sosyalleşmek demek illa para demek değil biliyorum, ama hadi bi sahile inip deniz havası alayım desen bile bu seferde ülkene doldurulan malum tipler her yeri işgal ettiği için yine sinirin bozuluyor…Hepimiz genç yaşımızda kanser olup gideceğiz…