Huzuru arayanlar bilir ki bu konuda en önemli kriter rahatlıktır. Bilindiği üzere Eskişehir de Türkiye'nin en rahat şehirlerinden birisidir. İşte huzuru arayanların vazgeçilmezi olabilecek, sakin ve büyüleyici Eskişehir ilçeleri
Huzuru arayanlar bilir ki bu konuda en önemli kriter rahatlıktır. Bilindiği üzere Eskişehir de Türkiye'nin en rahat şehirlerinden birisidir. İşte huzuru arayanların vazgeçilmezi olabilecek, sakin ve büyüleyici Eskişehir ilçeleri
İlk çağlardan itibaren Hititliler ve Friglerin yerleşimine sahne olmuştur. 1071’deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra, Selçuklular ilçe topraklarına yerleşmişlerdir. İlçede gümüş işleme ustaları “Savat” adı verilen sanatı sürdürmektedirler. “Savat” gümüş üzerine siyah savat çamuru ile yapılan bir süsleme tekniğidir. Ayrıca ilçe sınırında bulunan Uyuzhamam köyündeki kaplıca suyu deri hastalıklarına iyi gelmektedir.
Her yıl Haziran-Temmuz aylarında Süt Şenliği yapılan ilçe Porsuk Nehri kıyısında yer alır. İlk Çağda Frig ve Roma egemenliğindeki ilçe, Selçuklular döneminde büyük bir at yetiştirme merkezi olduğu için Beylikahır olarak adlandırılmıştır.
Sakarya Nehrinin doğduğu kaynağın 2 km güneyinde yer alan ilçe doğal güzellikleriyle ünlüdür. Kaynak doğduğu yerde güzel bir göl oluşturur. Rengarenk bitkileri ve balıkları ile doğal bir akvaryum gibidir. İlçede balık lokantaları, çay bahçeleri, günübirlik piknik ve mesire alanları ile birlikte doğal yüzme havuzu vardır.
Eskişehir’in doğusunda kalan ilçe, Kayakent Kasabası, Kuzuören, Kavacık ve Gecek köylerinde yapılmakta olan kök boya kilim dokumacılığı ile bilinmektedir. İlçedeki Arayit Dağı eteklerindeki küçük vadilerde Frig yerleşmeleri ve kaya anıtları bulunmuştur.
Yoğun bir tarihi yerleşime sahne olmuştur. Yazılıkaya-Midas Kenti dahil birçok Frig eserine, Roma-Bizans, Osmanlı Uygarlıklarına ait yerleşim yeri ve kültür varlıklarına sahiptir. IV.Murat döneminde, Vezir-i Azam Hüsrev Paşa Bağdat Seferi’ne giderken bölgenin önemini kavramış ve buraya bir kervansaray, cami, hamam ve çeşmeler yaptırılmasını istemiştir. Han-i Hüsrevpaşa olarak adlandırılan ilçe, adını buradan almıştır.
İnönü ilçesinin yoğurt ve kaymağı meşhurdur. İnönü ovasına hakim tepelerin üzende yer alan inler, ilçeye adını verdiği gibi tarih boyunca birçok medeniyete barınma ve yaşama kolaylığı sağlamıştır. Bu mağaralarda yapılan çalışmalar sonucunda bakır çağına ait birçok tarihi eser bulunmuştur.
Kurtuluş Savaşı sırasında, I.İnönü ve II.İnönü zaferlerinden sonra Atatürk tarafından, savaşları idare ettiği yer olan İnönü beldesinin adı, İsmet Paşa’ya soyadı olarak verilmiştir.
Osmanlı’nın son dönemlerinde önem kazanan ilçe, orduya at yetiştiren haranın kurulması ile daha da gelişmiştir. 1815 yılında II.Mahmud’un emri ile kurulan Çiftlik-i Hümayun’da tarımsal faaliyetler, at ve koyun yetiştiriciliği ağırlık kazanmıştır. Bu nedenle ilçeye Mahmudiye adı verilmiştir. Türkiye'de de safkan Arap atının yetiştirildiği bölgelerden en önemlisi olan Mahmudiye'de binek atları kiralanabilir, at gezileri yapılabilir.
Oya örücülüğü ve kanaviçe işlemeleri ile ünlü ilçede çok sayıda sebze meyve yetiştiricisi bulunmaktadır. İlçede bulunan Sakarılıca Kaplıcaları birçok hastalığa iyi geldiği için çok sayıda ziyaretçi ağırlamaktadır.
Anadolu’nun en önemli ozanlarından Yunus Emre‘nin doğduğu yer olan Sarıköy (bugünkü Yunus Emre Köyü) Mihalıççık İlçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. 6-10 Mayıs tarihleri ilçede Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası olarak kutlanmaktadır.
Şehrin ilk yerleşim yeri olan Odunpazarı, Eskişehir’in kent merkezinde yer alır. Osmanlı Dönemi'nden kalma tarihi evlerin bulunduğu ilçe, mimari açıdan Safranbolu, Beypazarı, Göynük gibi yerlerdeki yapılara benzer motifler taşır. Osmanlı örneklerini koruyan ilçe, kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları, ahşap süslemeli bitişik düzenli, cumbalı evleri ile örf, adet ve geleneklerini koruyarak bir bütün olarak günümüze kadar gelmiştir.
Sakarya Nehri boyunca kurulmuş düzenli yerleşim yerleriyle ilçe tarihi 1460 yıllarına kadar uzanır. İpek böceği yetiştiriciliği ünlü olan ilçede keşfedilmeyi bekleyen mağara ve doğal yollarla oluşmuş birçok benzersiz yapı bulunmaktadır.
İlçe ismini Anadolu topraklarında Bizans İmparatorluğu'na karşı yaptığı savaşların birinde şehit düşen Battal Gazi'den alır. Anadolu’da yalnızca Seyitgazi ve çevresinde görülen boncuk oyaları iğneyle, tığla ya da mekikle yapılabilmektedir. Bazen iplik üzerine dizilen boncuk sayılarının şaşırtıcı boyutlara vardığı görülmektedir. Ayrıca ilçede kilim dokumacılığı da meşhurdur. Seyitgazi Külliyesi ve antik ören yerleri ilçedeki görülmesi gereken yerlerin başında gelir.
Ünlü mizah ustası ve filozof Nasreddin Hoca’nın doğum yeridir. İlçenin tarihi Hitit’lere kadar uzanır. İlçede Eti ve Frig uygarlıkların yanı sıra Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi önemli uygarlıklara ait kalıntılar da bulunmakta. İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında inşa edilen yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Ayrıca ilçede bulunan tarihi Ermeni Kilisesi mutlaka görülmelidir.
Tepebaşı, Eskişehir’i doğu-batı istikametinde ikiye bölen Porsuk Çayı’nın kuzeyinde kalmaktadır. Porsuk Çayı’nın Eskişehir’de şehir merkezine rastlayan kısmı Adalar olarak adlandırılır ve Eskişehir’de en canlı, en hareketli yerlerin başında gelir. Tepebaşında ayrıca birçok park, müze, külliye ve alışveriş merkezleri yer alır. Eskişehir şehir merkezinin çevrelediği Tepebaşı size birçok kültürel ve eğlenceli deneyim sunuyor.