Kızkalesi'nde yapılan ilk arkeolojik kazılarda buraya ilk yerleşimin MÖ. 4. yüzyılda yapılmış. Ünlü tarihçi Herodot’a göre bu şehri Georges adında Kıbrıslı bir prensin kurmuştur.
M.S 72 yılında Roma hakimiyetine giren Kızkalesi, 450 yıl Roma egemenliğinde kalmış. Bu dönemde zeytincilikte büyük bir gelişme göstererek zeytinyağı ihraç merkezi olmuş.
Bizanslılar döneminde Arap saldırılarına karşı çevresi surlarla çevrilmiş. Daha sonra Kızkalesi, Selçuklu Devleti ve Kilikya Ermeni Krallığı’nın eline geçmiş. Ermeniler’in 14. yüzyılda artan Karamanoğlu saldırıları nedeniyle Kıbrıs Krallığı’na sattığı ve önemli bir ticaret limanıymış.
Kızkalesi, 1448 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ele geçirilmiş ve yeniden imar edilmiş. 1471’de Osmanlılar’ın egemenliğine geçen Kızkalesi bu dönemde önemini kaybetmeye başlamış. Cem Sultanın Rodos Şövalyeleri’nin kendisi için yolladığı gemiye binmeden önce bir süre burada kaldığı biliniyor.
Kızkalesi, yaklaşık olarak karadan 200 metre açıklıkta konumlanmış. Bir adacık görünüme sahip. Denizin ortasında bir bölgede olduğu için Kızkalesine Deniz Kalesi adı da verilmiş. Kızkalesinin birçok kısmı günümüze kadar gelebilmiş durumda ve ziyarete açık bir durumda. Kızkalesi'nin en önemli özelliği, açıklıkta olduğundan dolayı dışarıdan alabileceği her türlü saldırıların rahatlıkla gözlemlenebilir ve müdahale edilebilir bir mesafede olması.
şuan ordan yazıyorum polis konusu evet sıkıntılı ama hala aile yeri olduğunu söyleyebilirim