Hüsamettin Oğuz Yazio: Üstat Necip Fazıl Kısakürek ile Bir Hatıra…

Babıali'de Sabah gazetesinde yazıyordu Üstat. Halen Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şeref Oğuz Babıali'de Sabah (sonradan Dünyada ve Türkiye’de Sabah) Gazetesi'nde muhabirdi. Rahmetli dayım İsmail Oğuz'da gazetenin hem sahibi hem de baş yazarı ve yayın yönetmeniydi. Yaz aylarını gazetede geçirmeyi severdim. Gazeteciliğin en iyi zamanlarına şahit oldum. Şartları zordu ama her bir gazeteci mesleğini bu şartlara göre yine de iyi icra ediyordu. Gazete Cağaloğlu'nda Ticarethane Sokak Fetih Han 3. kattaydı.

1980'li yıllara kadar gazetelerin hemen tamamı Cağaloğlu'ndaydı.

Babıali farklı bir yerdi bu açıdan. Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in çalışma ofisi Yerebatan Caddesiyle Çatal Çeşme sokağın kesiştiği köşe başında yer alan Büyük doğu Dergisi'ndeydi.

Dünyada ve Türkiye’de Sabah Gazetesinde günlük yazılar yazıyordu. Üstadın çalışma odası dergiye ait mekânın hemen girişte solundaydı.

Hatırladığım kadarıyla birçok dergi ve kitabın olduğu loş ışıklı bir odası vardı. Üstadın, üçüncü hamur kâğıda el yazısıyla yazdığı makalesini büyük bir saygıyla alıp gazeteye götürürdüm. Her gittiğimde mutlaka hâl hatır sorardı. Bu arada önemli bir ayrıntıyı atlamamak gerek; Büyük Doğu Dergisi’ni anlatmam lazım.

İstanbul'da ilk sayısı 1 Eylül 1943'te çıkan Büyük Doğu, otuz beş yıl süreyle zaman zaman kapatılarak ve her defasında birinci sayıdan başlamak üzere Türk basın hayatının sürekli ve önemli bir yayın organı olmuştur.

Haftalık, aylık ve günlük olarak toplam 512 sayı çıkan dergi tam 15 dönem yayınlanma fırsatı bulmuştur. Adını, Necip Fazıl'ın yazdığı ve 'Türk Millî Marşı' olarak bilinen şiirinden alan Büyük Doğu'nun ilk sayısında başlığın hemen altına 'Fikir-Sanat-Hareket-İş' ibaresi yer almaktaydı. Kendi imzası dışında Ne-Fe-Ka, Büyük Doğu, Be-De, Ahmet Abdülbaki, Adıdeğmez, Hikmet Sahibinin Abdinin Kölesi, Hi-Ab-Kö, Ozan, Bankacı, Prof. Ş. Ü., Neslihan Kısakürek takma adlarını kullanmıştır. Büyük Doğu’daki birçok yazı çeşitli takma adlarla kendisi tarafından kaleme alınmış, bazı yazıları da farklı sayılarda ve dönemlerde mükerrer olarak yayımlamıştır. Büyük Doğu Dergisi dönemin en önemli dergilerinden biriydi. Benim Üstat ile karşılaştığım dönemde yani 15. dönemde 8 Mayıs 1978 – 5 Haziran 1978 tarihleri arasında haftalık, 5 sayı yayınlanmıştı.

Yine bir gün makalesini almak için Büyük Doğu Dergisi'ne gittiğimde "Dergiyi okuyor musun?" diye sormuştu.

Öylesine bakakaldım. Anladı daha önce okumadığımı. Büyük Doğu Dergisi'ni alıp üzerine de makalesini koyup uzatıp 'geldiğinde al, oku' demişti. Derginin üzerindeki tarih 8 Mayıs 1978 idi. Gazeteye döndüğümde hemen okumaya başlamıştım. Büyük Doğu Dergisi'ne her gittiğimde önce dergiyi sonra makaleyi alırdım. Zaten toplam 5 sayı yayınlanmıştı. Her gittiğimde dergiyi aldıktan sonra elini öper derginin arasına yazısını koyar ve gazeteye dönerdim. Gazeteye gittiğim yaz aylarının en güzel ve fikir dünyamda yer yapan karşılaşmasıydı… Nizamettin abim, bir dönem görev yaptığı Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesi için bir oyun sahnelenmesi fikriyle gelmişti bana… O dönemde tiyatroya karşı ilgim vardı. Yardımcı olup olamayacağımı sordu. Kabul edip kolları sıvadığımda yine harika bir tesadüf beni bulmuştu. Oyun Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in Yunus Emre adlı oyunuydu. Zaten bir heyecan vardı, bu daha da katlanmıştı. Üstat acaba sahnelenmesine izin verir miydi? En iyisi sormaktı. Öyle de yaptım. Çatal Çeşme Sokağının yolunu tuttum.

Büyük doğu Dergisi’ne gittiğimde Üstadın rahatsızlığından dolayı pek gelemediğini söylediler.

Ama izin konusunu da kendisine ileteceklerini söyleyince beklemeye başladım. Bir sonraki hafta gittiğimde tesadüf Üstat oradaydı ve ziyaretçi yoğunluğu vardı. Buna rağmen hemen aradan içeri aldılar. Elini öpüp oyun için izin istedim. Eğer başarır da sergilersek sizi ağırlamaktan büyük onur duyarız demiştim. Başıyla onayladı. O gün son görüşümdü. Bir veda gibiydi…

Yunus Emre Oyunu Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesi gençleriyle sahnelenmişti.

Hatta müzik konusunda kardeşlerimin de katkısı büyüktür. Oyun Üstadın vefatından 4 gün sonra sahnelenmişti. Ve protokol sırasında bir koltuğu hatırasına hürmeten boş bırakmıştık. Oyun İstanbul Liselerarası Tiyatro Şenliği’nde Teşvik Ödülü almıştı. Oyunda rol alan gençlerin pek çoğu yıllarca bu anı unutmamıştı. Onları da saygı ve sevgiyle anıyorum.

Sultanü'ş Şuara yani Şairler Sultanı, büyük fikir adamı, Üstat Necip Fazıl Kısakürek’i vefatının 38. yılında rahmet, saygı ve hasretle anıyorum.

Üstadın tüm eserlerini ve yazılarını okur, takip ederdim.

Tavsiyemdir, okuyun.

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

Araştırma: Türkiye'de En Çok Hangi Yemekler Sipariş Ediliyor?
Evde de Yapsak Ucuz Değil: Fatih Altaylı Evde Yaptığı Patlıcan Musakkanın Maliyetini Hesapladı
Fenerbahçe Final Four’a Doğru: Salonda Büyük Şov
YORUMLAR
25.05.2021

Dünyanın en sahtekar isimlerinden olan, hangi ideolojiyi savunduğu belli olmayan daldan dala atlayan, rüzgar nereye estiyse oraya giden, ne idüğü belirsiz bir kumarbaza üstad diyen birinin kendisine saygısı yoktur

26.05.2021

çok alkışlıyorm sizi bravo

25.05.2021

Eski pudra sekercilerinden kendisi

25.05.2021

Üstad mı :D

26.05.2021

döneklerin üstadı :)))

TÜM YORUMLARI OKU (8)