Kimimiz daha başlamadan pes eder, kimimiz sonradan vazgeçer, kimimiz de emin adım parçalanan dizlerine rağmen yoluna devam eder. Her ne kadar çocuklarımızı, öğrencilerimizi, arkadaşlarımızı ve hatta büyüklerimizi motive ederken, vazgeçmemiz gerektiğini söylerken aslında kendimizi ikna etmeliyiz önce. Bir hedefe odaklanıp, sonuna kadar gidip “en azından denedim”, “yaptım olmadı” değil de başka alternatifler yaratmalıyız. Dağın zirvesine giden birçok yolun olduğunu unutmadan; kimi dik, kimi patika, kimi de taşlı yollar olsa da bir şekilde tamamlayıp zirvede seyretmeliyiz başarıyla ardımızda bıraktığımız yolları.
Birilerinin azmini, başarısını alkışlarken:
“Helal olsun be adam hak etti, tırnaklarıyla kazıyarak geldi.”
“Bravo! Daha dün bu adamın cebinde beş para yoktu. Şimdi milyoner.”
“Görüyor musun? Dağın başındaki bir çoban üniversite sınavında birinci olmuş.”
“Daha dün bu çocuk bizim dağlarda koşuyordu, şimdi olimpiyatlarda!” diye gurur duyarız. Her yerde anlatırız. Kimi zaman duygulanırız kimi zaman kıskanırız. Başkalarının başarıları hakkında yorum yapmaktan ziyade kendi yaşantımıza, eserlerimize, çocuklarımıza pes etmeden, hayallerimize hedeflerimize koşar adım olmasa da, bu basamaklardan ağır ağır çıkmamız gerektiğini öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. Zamanında Ahmet Haşim ne güzel
söylemiş:
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak…”
Her adım bir merdivene cıkmaz belki ama her merdiven bir adımla çıkılır. Hatta birer birer adımla çıkılır. Bu güzel yazinizla bu güzel anınızı çocuklarin yüregindeki tahta da adim adim bir merdivene tirmanir gibi tirmandiginizi goruyoruz takip ediyoruz. O tahttan hic inmeyeceginizi bilmek de ne güzel bir duygu... kaleminize yureginize saglik 😍 by masalperisinin.dünyasi