Hulusi Çakır Yazio: Eyvah!

-Öğretmenim bizi buradan dinliyorlarmış.

-Kim dinliyormuş?

-Kötü adamlar.

-Kötü adamlar kim kızım?

-Bize şantaj yapacaklarmış.

-Ama biz kötü bir şey yapmıyoruz ki canım.

-Ama insanlara güven olmaz öğretmenim…

Evet, ilkokula giden öğrencimle tam da böyle bir konuşma geçti. Her cümlede bir ayrıntı. Nereden başlasanız uçsuz bucaksız kara delik sanki. Çıkmaya çalıştıkça daha derine giren bataklık gibi. Belki de farkında olmadan…

Birkaç gündür yeni gündemimiz Whatzapp. ‘Zorunlu güncelleme’ kararının ardından herkes ne yapacağını bilemedi. Hatta çoğumuz onay verip vermediğimizi bile bilmiyoruz.

Misal kredi çekerken ya da banka kartı alırken bile onlarca sayfayı okumadan imzalarız. Herhangi bir uygulama indirdiğimizde hepsine ‘kabul ediyorum’ deriz. Ve sonra etraftan  ‘Yok bütün bilgilerimizi ele geçirecekler, yok özel fotoğraflarımızı paylaşacaklar, banka hesaplarımıza el koyacaklar, konuştuklarımızı dinleyecekler’. Yine araştırmadan körü körüne başlarız tutuşmaya. Hiç affetmeyiz, anında sileriz.  Ve yine sonra ‘yok ya whatzapp geri adım atmış, öyle bir şey olmayacakmış’  lafını arkadaşımızdan duyduktan sonra arkamıza önümüze bakmadan hemencecik yükleriz. Hani bilgi, araştırma, teyit. Yok tabi.

Daha tam olarak neyin ne olduğunu bilmeden yine kulaktan dolma bilgilerle çetrefilli hayatımıza yeni bir çomak sokmayı çok iyi biliyoruz. Evet bilgi doğru olabilir ya da tamamen uydurmaca. Kaçımız Google’dan aratıp iyice bilginin kökenine indik. Kaçımız ‘’aslı astarı var mı’‘ diye araştırdık. Ve hatta en önemlisi, bu bilginin yine doğruluğunu bilmeden çocuklarımızı fütursuzca

zehirledik.

Başa dönelim. Öğrencim daha 8-9 yaşlarında. Biz bilinçsiz davranışlarla çocuğun biraz var olan güvenini tamamen sarsmış bulunduk.

Çünkü etrafta kötü adamlar çok. Hatta onlara göre insanların hepsi kötü. Çünkü güven sıfır. Çocuğumuzu tembihliyoruz: ‘‘Sakın kimsenin verdiğini yeme!’’. Bakın kimse dedik. Yani bunlar halası, arkadaşı veya öğretmeni olabilir. Bunun yerine ‘Tanımadığın kişilerin verdiklerini yememelisin, çünkü içinde ne olduğunu bilmiyorsun’ demek daha usturuplu değil mi? Evet dönem kötü, hayat zor ama bu yaptırımlarla daha bir güvensiz bir dünya oluşturmuyor muyuz? İnsanların birbirine güvenme ihtiyacının en fazla olduğu bugünlerde birbirimizi daha da yalnızlaştırmıyor muyuz? Neden sürekli kar yağdırma peşindeyiz güvendiğimiz dağlara.

Şantaj kelimesinin anlamını lisede öğrendim. Çünkü kimse şantaj yapacak karakterde değildi veya şantaj yapmaya fırsatı bile yoktu. Ama şimdi el kadar çocuk dediğimiz bu kelimeyi içselleştirmiş. Belki bir arkadaşı zora düştüğünde şantaj yapacak. Ya da birisi ona şantaj yaptığında hayatın bir parçası olduğunu, gayet normal bir şey varsayıldığını bilecek. Nerede kaldı güven?

Çok fazla uzatmadan önce çocuğumuza araştırma yapmayı, bilgiyi vermek yerine bilgiye ulaşma yollarını öğretmeliyiz. Bir sürüye kapılmadan vicdanı ve aklı hür nesil bilincini vermeliyiz. Kimseye güvenme yerine, bu yaşamın içinde kötü insanların olabileceği gibi birçok güzel ve iyi insanın da yer aldığını aktarmalıyız. Çünkü güven bir ayna gibidir. Bir kez çatladı mı, hep çizik gösterir.

Popüler İçerikler

Türkiye’de Büyük Boykot: Hafta Sonu Restoran ve Kafelere Gitmeme Çağrısı Büyüdü
Çileden Çıkaran Olay: Öz Kızı ve İkinci Eşini Yatakta Basan Kadının Yaşadıkları Şoke Etti
Ak Parti ve MHP'den Muhalefete Geçen Belediyelerdeki Milyarlık Borçlar Dudak Uçuklattı