Hulusi Çakır Yazio: Dert Edinmek

Dert edinmek kötüdür değil mi?

İnsan psikolojisini, sağlığını, sosyal hayatını, karakterini, kişiliğini, yaşama zevkini etkiler ya da bir çok şey… 

Dert edinmek iyidir diyebilir miyiz? Cevabını yıllar öncesinde bulacağız.O zaman gidelim çocukluğumuza: İlkokul sıralarımıza…. 

Hani ablamızın, abimizin, kuzenimizin veya komşumuzun kitaplarını kullanarak derse gittiğimiz;

Hani her şeyin kıymetli olduğu, gözümüz gibi baktığımız o yıllara…

Sene başında kiloyla alınan defterler, bir kalem, bir silgi, bir kalemtraş ve bir kırmızı kalem. Neden hepsinin önüne ‘bir’ yazdım. Çünkü hepsinden bir tane vardı. O silgiyi kaybettiğimizde hele de kokuluysa, içimize dert olurdu. Vızır vızır arardık. Bulmadan eve dönmek istemezdik. Dönsek bile anne-babamızın yüzüne bakamazdık belki. Gece onu bulma hayaliyle yatardık. Ertesi gün ilk iş koşar adım okula gittğimizde her yeri didik didik edip o silgiyi bulmak için mücadele verirdik. Defalarca kalemliğimizi, çantamızı yoklardık. Sonra bir hamle sıramızın altını. O da mı olmadı sıra arkadaşımızı. O da mı olmadı sınıf arkadaşlarımıza. Ve en son öğretmenimize giderdik iki büklüm. Ve sonunda kazanan biz olurduk.Bulamasak bile… 

Neden mi? Çünkü düşündük, araştırdık, sorduk, sorguladık hem de yaşayarak. Bir hedef koyduk önümüze. Zafere giden yolda çekilen çilenin kutsallığını yaşadık.Ve küçük bir şeyden tat aldık. En önemlisi hayatı öğrendik. 

‘Şimdi ki çocuklar çok şanslı’ 

‘Ben çektim,çocuğum çekmesin’ 

‘O çocuktan neyin eksik,daha iyisini alırım’ 

‘Bir silgi için ağlanır mı? 5 tane silgi alırım hem de renkli’ 

Bu sözlerden sonra kaldı mı çocuk da dertler.Yok…. 

Bırakın edinsin bu derdi. Direkt yanınıza gelip ’anne kitabımı kaybettim’ yerine araştırsın. Sorgulasın. Düşünsün. Geçmişe gitsin, hatırlamaya çalışsın. Belki bir Sherlock Holmes olamaz ama edindiği dert, üç beş hamle sonrasını öğretir ona. Geleceği görür. Özgüveni yerinde, karakteri oturmuş. Zorluklara karşı pes etmeyen, ileride doktor olacağım değil de beyin ve sinir hastalıkları Prof doktor diye bir rota çizsin. 

Boğmayalım çocuklarımızı. Sıkarak değil ama rahat bırakarak. 

Çünkü küçük şeylerle mutlu olan çocuklar, büyük hedefleri elinde tutar…

Popüler İçerikler

Bozdoğan Kemeri'ndeki Polis Barikatına Sosyal Medyadan Gelen İlk Tepkiler
İlk Buluşmada Alman Usulü Hesap Ödediği İçin Buluştuğu Kişinin Cimriliğinden Dem Vuran Kadın Tartışma Yarattı
Dünyanın En Güzel 100 Kadını Listesine Türkiye'den 3 Ünlü Oyuncu da Girdi!
YORUMLAR
11.12.2020

Tebrikler çok güzel bir yazı. İyi çalışmalar..

11.12.2020

Bir öğretmen olarak takipteyim..

12.12.2020

Günümüz ebeveynleri çocuklarının üzerine aşırı düşmekte ve herhangi bir şekilde de olsun hata yapmalarına izin vermiyor. Sürekli bu muameleye maruz kalan çocuk ileride çıkacak bir sorun karşısında ne yapacağını bilemez hale geliyor. Bu özelliklerden kısmi olarak vazgeçmeleri çocuklar yararına olabilir. Hocam bu arada silgi kokusu satırında burnuma o kokulu silginin kokusunun gelmesi , hissiyatmidir özlem midir bilinmez bizi geçmişimize götürdüğünüz için çok teşekkür ederiz. Saygılarımla 👏

TÜM YORUMLARI OKU (6)