'Ben ilk önce anlamlandıramadım, cümle içerisinde belki uçaklar demiş olabilir ancak bunun bir kalkışma olarak ifade edebileceğim bir operasyon olduğunu anladım ve hiddetle, 'Ne diyorsun ulan sen, ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın' şeklinde bağırdım.
Arkam kapıya dönük olduğu için kapının açık olup olmadığını fark etmedim. İkinci başkanın nerede olduğunu, diğer komutanlarının nerede olduğunu sordum. Kendisi 'Heyecanlanmayın, rahat olun, gelecek gibi' laflarla karşılık verdi.
'Benim seninle bir başkası ile böyle işlerin içerisinde olanlar ile hiçbir işim olamaz, sen benimle ne biçim konuşuyorsun, kim bunlar, siz kimsiniz' gibi soruları sürekli hiddetli sıralıyordum. Çok öfkelenmiştim.
Gittikleri yolun yanlış olduğunu, büyük bir bataklığa battıklarını, cezasını çekeceklerini, hiç olmazsa bir erkeklik gösterip başkalarını bu işe bulaştırmadan ve ölüm kalım olmadan bu işi sonlandırmalarını, hemen giriştikleri bu girişimi durdurmalarını söyledim. Fakat ikna edemedim 'Komutanım bu iş bitti ve herkes yola çıktı' dedi.'