BBP Ordu İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Yümlü, sosyal medyada yayın yapan bir televizyon kanalında hükümeti eleştirince karşısında polisleri buldu.
İş yerinde ters kelepçe takılarak gözaltına alındığını belirten Yümlü, sosyal medya hesabından 'Bir önceki akşam yaptığım programdan sonra hükümet polislerini üstüme saldı. Sonunda ölüm olduğunu bilsem de hakkımı arayacağım' dedi ve polislerden şikayetçi olacağını söyledi.
Gazete Duvar'ın haberine göre Ünye ilçesinde bulunan ve sosyal medyadan yayın yapan bir televizyon kanalına 30 Haziran akşamı konuk olan Yümlü, hükûmeti eleştiren açıklamalar yaptı.
Siyasete 2002 yılında AKP'de başladığını ve daha sonra bazı yanlışları gördüğü için 2013 yılında BBP'ye geçtiğini söyleyen Yümlü, bu programdan iki gün sonra işyerine gelen polisler tarafından gözaltına alındı.
Polislerin, iş yerinde 'maske takmaması ve temaslı olması' gerekçesiyle hakkında işlem yapacaklarını söyleyerek kendisini gözaltına almak istediklerini anlatan Yümlü, uygulamanın yanlış, hukuka ve yasalara aykırı olduğunu aktardığını ifade etti.
Bunun üzerine polislerin zor kullanıp, ters kelepçe takarak kendisini gözaltına aldıklarını vurgulayan Yümlü, polis merkezinde ifadesi dahi alınmadan serbest bırakıldığını belirtti.
Yümlü, işyerinde yaşananları ise şöyle anlattı: 'Polisler, beni Emniyet'e götüreceklerini söyledi. Siz geçin ben gelirim dedim. Müşteri gönderip gidecektim. Ben içeriye geldim, arkadaşları aşağıdan çağırıyorum, beni kaçacak falan zannettiler herhalde, nereye kaçacaksam? Burada ne yaşandı, o anı hatırlamıyorum bile. Kelepçeyi taktılar ve ben katilmişim gibi herkesin gözünün önünde arabaya götürdüler, hatta arkaya bineceksin dedi. Bu ülkede katillere, tecavüzcülere kelepçe vurulmadı.'
Yümlü, ters kelepçeli halde polis aracının arkasında bulunan kafesli bölüme konularak karakola götürüldüğünü ifade etti.
Siyasi hayatını anlatan Fatma Yümlü programda şunları söyledi:
'Bir vatandaş olarak huzurlu, ekonomisi iyi, işsizlik sorunu, kadın cinayetleri olmayan, adaletli bir ülkede yaşamak isterim. Ama maalesef 15 Temmuz'dan sonra herkeste bir korku algısı yaratıldı. Konuşursan seni içeri atarım, konuşursan sana ceza keserim korkusu oluştu. Biz niçin korkuyoruz hükümetten? Yanlışları söylemekten niye korkuyoruz? Herkesin yanlışı olabilir. Yanlışı söylemediğimiz zaman devam ediyorlar. Muhalefet niye vardır? İktidarın yanlışlarını göstermek için vardır. Şu anki durumda herkes tek partili olmak zorunda. Onun dışında da konuşamazsın, yargılayamazsın. Rızkı veren Allah'tır. Hiç bir siyasi partinin başkanı rızık vermez. Hiç bir siyasi partinin başkanı da ecelim gelmeden beni öldüremez. AK Parti Genel Başkanı'ndan korktukları kadar Allah'tan korkmuyor bu insanlar. Bunu hepimiz görüyoruz. Din, kitap, Allah'ın emirleri yok sayıldı. AK Parti Genel Başkanı'nın dedikleri yapılmaya başlandı. AK Parti Genel Başkanı bugün Recep Tayyip Erdoğan'dır, yarın Ahmet, Mehmet'tir. Hiç önemli değil. Ama bir siyasi parti genel başkanıdır. Bu kadar korku niye kardeşim?'
uyarmaya calistik bacim 1945 den beri uyariyoruz ama sen stokholmu sectin.
iktidar değişince bunlara el atması lazım bence
Rahmetli Yazıcıoğlu yaşasaydı senin kılına bile dokunamazlardı.