4 Ağustos'ta Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlama nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 200'ü aşmış durumda. Çok sayıda kişinin hâlâ kayıp olduğu belirtiliyor. Patlamadan 4 gün sonra sokaklara dökülen Lübnan halkı, ihmal ve yolsuzlukla suçladığı siyasileri protesto etmişti. Protestoların ardından daha önce dört bakanın istifa ettiği Lübnan'da yapılan kabine toplantısında toplu istifa kararı çıktı.
Sağlık Bakanı Hamad Hassan, kabine toplantısı sonrası 'Başbakan cumhurbaşkanlığına giderek istifa eden bütün bakanların listesini verecek' dedi.
21 Ocak'ta göreve gelen ve Lübnan'a sağlanacak krediler için Uluslararası Para Fonu (IMF) ile aylardır yütülen pazarlıkta kilit role sahip Ghazi Wazni, istifasını sundu.
Wazni, Maliye Bakanlığı görevinden önde parlamentonun finans ve bütçe komisyonuna finansal danışmanlık yapıyordu.
Beyrut'ta deprem etkisi yaratan şiddetli patlamaya tepki olarak şu ana kadar bakanların dışında altı milletvekili de istifa etmişti.
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından tüm kenti sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır Beyrut Limanı'ndaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin yol açtığını söylemişti.
Bu açıklamanın ardından sosyal medyanın yanı sıra Lübnan ve dünya basınında birçok soru ve ihmal iddiaları gündeme geldi.
Lübnan, son bir yıldır 30 yılın en derin ekonomik krizini yaşıyordu.
Ekmek kuyruklarının uzayıp gittiği ülkede, günde birkaç saat elektrik kesintileri, ilaç ve gıda kıtlığı da yaşanıyordu.
Dünya Bankası verilerine göre 6,8 milyon insanın yaşadığı Lübnan, 1,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Yani neredeyse her beş kişiden biri mülteci.
En az 1,2 milyon insanın yoksulluk sınırında yaşadığını belirten Dünya Bankası, 250 ila 300 bin Lübnanlının işsizler ordusuna katılacağını öngörüyor.
Bizde bırak protesto sonucu istifa etmeyi, doğrudan seçim kaybettikleri halde s*ktirip gitmektense ülkede elektrikleri kesip, mühürsüz oy pusulaları da geçerli diye dışarıdan oy sokup, veri akışını durdurup, daha sayım tamamlanmadan çıkıp kazandık diye konuşma yapıp koltuğu bırakmıyorlar. Ya da gerekçe bile belirtmeden seçimleri yeniliyorlar, en son onu gördük. Bakalım bir sonraki seçimde ne olacak?
2016'da Atatürk Hava Limanın'da patlamadan sonra bizimkiler, göbek atarak kendi yapmadıkları köprüyü açıyorlardı... Nerede bizimkilerde o şeref? O haysiyet? İyice boka batacağız ki öyle...
İstifa edeceklerine Allahın emri kader böyleymiş deselermis ya