İngiltere'deki Trent Nehri'nin kıyısında yer alan Anchor Church Mağaraları'nın, 18. yüzyılda keyif amaçlı insan eliyle yapılmış yapay yapılar olduğu düşünülüyordu. Bölgedeki arkeoloji çalışmaları, mağaraların aslında tahttan indirilip sürgün edilmiş bir Anglosakson kralın evi olduğunu ortaya çıkardı. Bu kralın kim olduğunu ve mağaralarda neler yaşandığını merak ediyorsanız sizi içeriğimize doğru alalım. 👇
1200 yıllık yapı, tahttan indirildikten sonra hayatını insanlardan uzakta tek başına sürdüren, ölümünden sonra ise aziz ilan edilen Northumbria Kralı Eardwulf'un çalkantılı hükmü esnasında inşa edilmiş. Halk inanışına göre Eardwulf ya da aziz ilan edildikten sonraki adıyla Aziz Hardulph, M.S. 806 yılında bilinmeyen nedenlerden ötürü tahttan indirilince sürgün edilmiş ve bu mağarada ikamet etmeye başlamış.
Kitapta aynı zamanda sürgün kralın M.S. 830 yılında vefat ettiği ve mağaradan yaklaşık 8 kilometre uzakta bir yere gömüldüğü de belirtiliyor. Araştırma ekibinin başında bulunan İngiltere Kraliyet Tarım Üniversitesi'nden arkeolog Edmund Simons, 'Sakson yapılarının mimari benzerlikleri ve Hardulph'la Eardwulf'un aynı kişi olduğuna yönelik kanıtlar, bu mağaraların sürgün edilmiş kralı hapsetmek için inşa edildiğine ya da genişletildiğine inanmamız için yeterli' açıklamasında bulundu.
Yedi, sekiz ve dokuzuncu yüzyıllarda İngiltere'de varlığını sürdüren 7 büyük krallıkla 200'den fazla kral, birbirlerine üstünlük kurmak için savaşmıştı. Kendisinden önce tahtta oturan iki kralı öldürüp M.S. 796'da tahta geçen Eardwulf, Northumbria'yı sadece 10 yıl yönettikten sonra kalan yıllarını Mercia Krallığı'nda sürgünde geçirmek üzere krallıktan kovuldu.
Eardwulf'un mağaralarda yaşadığı esnada düşmanları tarafından sürekli izlendiğini iddia etse de bu konuda, 'Tahttan kendi isteğiyle inen ya da başkası tarafından indirilen bir kralın bu dönemde münzevi bir hayat sürmesi, hatta kimi durumlar kutsal bir figür olarak görülüp azizlikle onurlandırılması çok normaldi. Mağarada keşiş olarak yaşayarak da bunu başarmak mümkündü' diyerek görüşünü belirtiyor..
Üç oda ve doğuya bakan bir şapelden oluşan yapı, dönemin Sakson mimarisine benzer özellikler gösteriyor. Tarihçiler tarafından göz ardı edilen mağaraların Sakson döneminden kalma bozulmamış tek yapı olduğu da iddia ediliyor. Araştırma ekibi aynı zamanda Orta-Batı İngiltere'de beşinci yüzyıla kadar dayanan 20'den fazla mağara evi buldu.
İngiliz aristokrasisinin mensubu olan Burdett'in, mağaraları 'etkileyici ve romantik oyuklarda dostlarıyla piknik yapabilsin' diye yaptırdığı açıklanmış, mağaraların tuğlayla kaplandığı, pencereler eklendiği ve şık giyimli hanımefendilerin rahatlıkla girebilmesi için açıklıkların genişletildiği belirtilmişti.
'1200 yıllık yapıların tarihçilerin, antikacıların ve arkeologların gözlerinin önünde bulunup fark edilmemesi inanılmaz. Bu yapılar Anglosakson İngilteresi'ne benzersiz bir bakış açısı kazandırıyor' diyen Horton, mağaraların yakınında Viking ve Anglosakson kalıntılarını kazarak yeni ülkesine yeni eserler kazandırmaya çalışıyor.