Hücrelerimizin ve kısaca bütün hayatın konuştuğu bu dil, dünyadaki en karmaşık dildir. Gelin hepimizin hücrelerinin konuştuğu bu dilin sırlarını beraber aralayalım.
Hücrelerimizin ve kısaca bütün hayatın konuştuğu bu dil, dünyadaki en karmaşık dildir. Gelin hepimizin hücrelerinin konuştuğu bu dilin sırlarını beraber aralayalım.
Gelen besinleri ayrıştırmak, enerjiye dönüştürmek, çoğalmak gibi sayısız göreve sahip olan bu hücreler nasıl oluyor da birbirleri ile iletişim kurarak bu işlemleri sorunsuzca hallediyor? Cevap beklediğinizden çok daha karışık...
Her şey amino asitler olarak adlandırılan minik organik moleküllerle başlıyor. Onlar hayat dilinin alfabesi. Farklı harfler gibi onlardan 21 tane var. Aminoasit A aminoasit B, C ve dahası...
Eğer bu protein kelimelerinden yeterince bir araya getirirseniz 'Biyolojik Yol' adı verilen bir cümleniz olur. Örnek vermek gerekirse hücrenin bir küpü parçalarına ayırması gerekiyorsa hayat dilini kullanacaktır. Bunun için aminoasitler proteini oluşturmak için bir araya gelir ve 'K I R M A K' harflerini kullanarak bir kelime oluşturabilir: 'KIRMAK'!
Böylece hücreler birbirleri ile iletişim kurar ve işbirliği içine girer. Ortalama protein uzunluğu 375 amino asit olan bir hücre için hücreleriniz teorik olarak 6,8 x 10 ^ 495 olası protein yani 'kelime' oluşturabilir. Bu rakam evrendeki atom sayısından katlarca fazladır.
Bir dili konuşmak için yaklaşık 8 bin kelime bilmeniz gerekir. Ancak, yaşam dilini konuşmak istiyorsanız en az 20 bin kelime bilmeniz gerekir. Peki kendi aklı olmayan hücreler nasıl 20 bin kelime içeren bir dil konuşuyorlar?
DNA'nın yüzde 1'i genlerden oluşur. Bu genler hücrelerin hayat dilini konuşması için bilmesi gereken her bilgiyi içerisinde bulundurur. Kısacası DNA'nızın içerisinde bulunan genler bir sözlük ve gramer kitabı gibidir. Hücreler bu genlerdeki bilgiyi kullanarak birbirleri ile iletişim kurarlar.
Bu bir araya gelmenin sonucunda yaşamın nasıl geliştiği şu an hala bilinmese de bu süreç sonucu cansız maddecikler birleşir ve yeteri kadar toplandıklarında canlı ve daha büyük dokular, organlar ve en son düşünebilen bütün canlılar oluşur. Biraz çılgınca olduğunu biliyoruz ama bu hepimizin içerisinde her gün gerçekleşen bir döngü.