Çünkü ortaya çıkan şey helva olmaz. Bilimsel araştırmalar da böyledir; yıllar süren klinik çalışmaların belirlediği protokoller, keyfi şekilde kısaltılamaz ya da değiştirilemez.
HPV (Human Papilloma Virüs) aşısı da bu bilimsel standartların en net örneklerinden biridir. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi ve Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı verileri çok açık biçimde şunu söyler:
Bu protokol; ülkeye, cinsiyete, yaşam tarzına veya “tek eşlilik” gibi kişisel durumlara göre değişmez. Çünkü HPV yalnızca çoklu partnerlikle bulaşan bir virüs değildir — tek bir temas bile bulaş için yeterlidir.
Aşının amacı, rahim ağzı kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı güvenli koruma sağlamaktır. Ve bu koruma, ancak doğru dozda ve doğru aralıklarla uygulandığında mümkündür.
Tıpta “ben öyle duydum” ya da “benim doktorum öyle dedi” gibi bireysel yaklaşımlar, bilimsel doğruların yerini alamaz. Sağlığımızı kişisel fikirlerle değil, bilimsel kanıtlarla korumalıyız.
Kısacası, bilim bir inanç meselesi değil; kanıta dayalı bir disiplindir.
O yüzden HPV aşısı da dahil olmak üzere her konuda, rehberimiz “bilim ne derse o” olmalıdır.