İlk sezonu geçtiğimiz günlerde sonlanan 'Game of Thrones' spinoff dizisi 'House of the Dragon' taht mücadelelerine dair kurgusal bir hikâye anlatıyor olabilir, ama merkezinde olup bitenler 12. yüzyıl İngiltere'sinden gerçek bir hikâyeden ilhamla yaratılmış. Gelin açıklayalım...
'House of the Dragon'ın uyarlandığı Fire and Blood adlı kitabın kısmi ilham kaynağı ise Martin'in kendi ifadesine göre İngiltere tarihinin kendisi!
1135'te başlayıp 1154'te biten bu tarihi savaş, bir kadın ile bir adamın İngiltere tahtı için savaşmasıyla tanımlanıyor.
Kızı Matilda ve oğlu William. Kralın ayrıca evlilik dışı tahmini 20 çocuğu vardı.
Oğlu William, 17 yaşında sarhoşken geçirdiği kaza sonucu boğulup öldü.
Ancak bu evlilikten hiç çocuğu olmadı.
Kralın varisinin belirlenmesi lazımdı, o da kızı Matilda'yı kendisinden sonra gelecek İngiltere hükümdarı ilan etti.
Elbette Orta Çağ zihniyetinde bu karara karşı çıkan asilzadelerin olması kaçınılmazdı. Kralın ölümünden kısa bir süre sonra Henry'nin kız kardeşinin çocuğu Stephen taht üstünde hak iddia etti ve çok geçmeden tahta çıktı.
Matilda'yı destekleyen ordular 1139'da İngiltere'yi işgal etti, ancak Matilda hak ettiği hükümdarlık dönemine kavuşamadı.
Sonrasında kendi yerine oğlu Henry'yi tahta çıkarmaya odaklandı ve bunu başardı. Stephen'ın ölümünün ardından tahta II. Henry çıktı.
Viserys ve Rhaenys adlı kuzenlerden tahta çıkması için seçilen -Rhaenys'ten iki yaş küçük olmasına rağmen- erkek varis Viserys oluyor.
Yıllar geçiyor, Viserys karısı Aemma ile erkek bir varise sahip olamıyor. Bunun üstüne kızı Rhaenyra'yı sıradaki varis ilan ediyor.
Öte yandan 'House of The Dragon'da Viserys'in ikinci evliliğinden erkek varislerinin olması, Rhaenyra'yı geleceği fazladan tehlikeye sokuyor.
Viserys öldüğünde diyarın asilzadeleri tıpkı Matilda'da olduğu gibi kimi destekleyecekleri konusunda karar değiştiriyorlar ve Aegon kral ilan ediliyor.
Rhaenyra'nın dizideki taht mücadelesi henüz yeni başlıyor ve bu mücadelenin onu nerelere götüreceğini hep birlikte göreceğiz.