Yaz başladı, hepimiz sahillere akın edeceğiz. Sıcak kumlardan serin sulara atlayıp coşacağız.Yüzerek, dalıp çıkarak denizin keyfini çıkaracağız. Sahilden açıldıkça serinleyen suyun rengi de koyulaşacak. Bizi saran bu uçsuz bucaksız suda midyeler, balıklar, deniz kestaneleri, yosunlar, yunuslar yaşıyor. Dünyamız bize ne kadar cömert davranıyor, tepemizde bulutlar, ılık rüzgar. Uzaktaki sahilden gelen ağaç kokuları.
Suda uzanırken altımızdan bir karaltı geçiyor. Derken etraftaki balıklar kaçışıyor ve kara parlak bir yüzgecin suyu yara yara bize doğru geldiğini görüyoruz. Yüzgecin sahibi sivri dişleri ve güçlü çenesiyle köpekbalığı. Sadece sürtünerek geçse bile etimizi rendeleyecek zımpara gibi bir derisi var. Etrafımızda turlar atmaya başladı ve karaya yüzmek için epey bir mesafe var. Deniz ortasında beraberiz...
Böyle bir şey bizim denizlerimizde olmaz mı diyorsunuz? Bir daha düşünün.
Dünya çapında her yıl ortalama 75 köpekbalığı saldırısı gerçekleşiyor. Bunlardan yaklaşık 10’u ölümle sonuçlanmakta. Köpekbalıklarına neredeyse tüm denizlerde rastalanabiliyor. Bu sebepten olsa gerek köpekbalığı saldırıları da Avustralya'dan İran'a, Afrika'dan Amerika'ya her yerde karşımıza çıkıyor. Evet doğru duydunuz. İran. Okyanus ve deniz kıyısındaki saldırılar yetmezmiş gibi tatlı sularda da bulunabiliyor.
Kızıldeniz'den Dicle ve Fırat nehirlerine avlanmak için girip kilometrelerce ilerleyebiliyor. Özellikle Dicle'da çok sayıda köpekbalığı saldırısı olmakta. Dicle kıyısında tarlasında çalışırken nehre yaklaşınca köpek balıkları tarafından saldırıya uğrayan insanlar olduğu anlatılıyor. İran ve Irak’daki köpekbalığı saldırıları ne kadar azalmış olsa da Orta Doğu’nun merkezinde halen saldırılar görülüyor.
Fotoğraftaki köpek balığı Fırat Nehri'nde, Basra Körfezi'nden 200 km içersinde balıkçıların ağlarına takılımış.
Akdeniz başta olmak üzere denizlerimizde 34 köpekbalığı türü yaşıyor. Dünyada saldırgan olduğu bilinen 4 tür köpekbalığından 3'ü Türkiye'de varlığını sürdürüyor. 'Jaws' filminde konu edilen 'Büyük Beyaz Köpekbalığı' da bu türler arasında. Sularımızdaki köpek balığı türlerinden çoğu zararsız. Diğer yandan küresel ısınma ile pek çok yırtıcı tür köpek balığı kuzey enlemlere çıkmaya başladı bile...
Denizlerimizde Camgöz, Pamuk Balığı__, Dikburunlu köpekbalıkları, Büyük Beyaz, Sapan balığı, Kedi Balığı, Sivri Camgöz, Çekiçbaşlı köpekbalığı, Domuz balıkları, Katran balıkları, Köpek Balığı, Kum köpekbalıkları, Küt burunlu köpekbalığı, Çivili Köpekbalığı, Siyah Köpekbalığı, Mahmuzlu Camgöz, Keler..v.s. gibi türler yaşamakta.
Ülkemizde 100 yıl içinde kayda geçen 18 köpekbalığı saldırısı var. Bunların bir kaçına beraber göz atalım.
1967 yılında, İstanbul Tuzla'da zıpkınla balık avlayan Dr. Güngör Güven daldığı sırada bölgede bulunan köpekbalıkları tarafından parçalandı. Aralarında Rahmi Koç’un da olduğu bir grup dalgıç yaptığı aramalarda, Dr. Güven’in yalnızca elini ve parçalanmış dalış malzemelerini bulabildi.
1970 yılında ise Antalya Konyaaltı Plajı'nda yaşanan olayda Deniz Kuvvetleri'ne ait bir gemiden denize atlayan bir er saldırıya uğruyor. Deniz kıyısında bulunan şehir mezbahasından gelen kanın kokusundan dolayı kıyıya yaklaşan köpekbalıkları erin çeşitli yerlerinden parçalar koparıyor.
Bu olayların failinin Jaws filminde yakından tanıdığımız büyük beyaz olduğu düşünülüyor. 1983'te İzmit Dilova'sında zıpkınla avlanan bir avukat 'büyük beyaz köpekbalığı' tarafından saldırıya uğradığını beyan etmiştir.
Şu aralar denizlerimizden sadece Akdeniz'de rastlanabilen büyük beyaz eskiden Marmara denizi'nde de bolca bulunmaktadır. Boyu 7 metreye kadar ulaşabilen, 'Harharyas' (Rumcadan geçmiş) diye anılan büyük beyaz'ı görmek kılıç ve orkinosun azalmaya başladığı 60'lı yılların sonuna kadar sıradan bir olaydır.
Kayıtlara geçen ilk büyük beyaz saldırısı 1930'larda Küçüksu Kasrı açıklarında gerçekleşir. İngiliz Başkonsolosluğu mensubu iki kişi küçük sandallarıyla orkinos avlarken büyük beyaz ortaya çıkar ve sandalı devirir. İki kişiden bir daha haber alınamaz.
Türkiye’nin ilk balık adamlarından olan Doktor Zareh Magar' da İstanbul'a yaklaşık 25 km mesafede olan Sivriada'da tüple zıpkın balıkçılığı yaparken bir büyük beyazın saldırınsa uğramış ve denizin keskin dişlerine yem olmaktan kılpayı kurtulmuş.
Kaynak: Sadullah Ayaşlı 'Boğaziçi Balıkları (1937)
1945'de 2. Dünya Savaşı esnasında Filipinler'in açıklarında diğer bir Amerikan gemisi olan İdaho ile Japonya'ya yapılacak olan taaruz için mühimmat götürmek olan Amerikan kruvazörü Indianapolis gece yarısına yakın bir Japon denizaltısı tarafından batırılır. 1196 personelden sağ kalan 900 kişi suya düşer ve yaşam mücadelesi başlar.
Patlamayla birlikte parçalanan askerlerin kanları etraftaki bütün köpekbalıklarını olay yerine çekiyor. Patlamanın şokuyla suda paralize olmuş askerlerden birkaçı köpekbalıklarının hedefi oluyor. Kendilerini savunabilecekleri bir şeyleri olmadığı için çaresizce ve panik içinde suda çırpınıyor. Bu da köpekbalıklarını daha çok kışkırtıyor ve askerlere saldırıyorlar. Çoğu orada parçalanıyor. İlerleyen günlerde insan etinin tadına varan köpekbalıkları etrafta sağ kalan bütün askerleri, hatta kurtulanların sallarını devirerek yiyor.
2004'yılında Kaliforniya'da Mendocino County kıyılarında serbest dalış yapan Randy Fry ve arkadaşı derinliklerden sessizce gelen tehlikenin farkına varamaz. Fry derin ve son nefesini alıp suya dalar, deniz dalgalanır ve Fry büyük beyazın dişlerinin arasında görülür. Şok geçiren arkadaşı bir anda olup biten dramatik olayı uzaktan çaresizce seyreder. Fry'ın dişlenmiş üst gövdesi ve kopmuş kafası birkaç gün sonra bulunur.
Bethany Hamilton şanslı sayılabilecek bir kurban. Henüz 13 yaşında sörf tahtasının üzerinde kulaç atarken yanına yaklaşan karaltıyı fark etmiyor ve 4 metrelik kaplan köpekbalığı saldırısına uğruyor. Köpekbalığı zavallı kızın kolunu ve sörf tahtasının bir parçasını tek ısırışta koparıyor.
Küçük Betty, sular kana bulandığında çok korktuğunu söylüyor. Kolunun koptuğunu fark ediyor ama acı hissetmiyor. Kan kaybından nerdeyse ölmekte olan kadın son anda sahildeki bir doktor kurtarıyor.
Hamilton'un kolunu koparan büyük kaplan köpekbalığı daha sonra balıkçılar tarafından yakalandığında sörf tahtasındaki diş izlerinin ona ait olduğu açığa çıkıyor.
Sol kolunu kaybetmenin hırsıyla daha fazla tutkuyla sörfe sarılan genç kadın, tek kol ile özel bir sörf tahtası yaptırıp, kulaç atmayı öğreniyor ve azimle antremanlarına devam ediyor. Açık Sörf Şampiyonası'nda 3. madalyanın sahibi olur. Şu anda evli, mutlu ve çocuklu :)
Köpekbalığı tarafından ısırılmış sörf tahtası California Sörf Müzesi'nde sergilenmektedir.
http://sloblogs.thetribunenews.com/sidetracked/2009/05/the-shark-that-bit-bethany-hamilton/
Bir boğa köpekbalığı saldırısından ucuz kurtulan 45 yaşındaki dövme artisti ve sörfcü Glen Lenny saldırıya uğradıktan sonra 6 ameliyat ve acı dolu deri transplantasyonu geçirmesine rağmen olayın üzerine espiri yapıp kahkaha atabilenlerden.
Bacağındaki ısırık izini biftege benzeten Lenny, o zamandan beri et yiyemiyor ve kabuslar görüyor.
Australian Shark Attack klübünün diğer hayatta kalanlarla beraber olayın üstesinden gelmeye çalışan Lenny köpekbalıklarından nefret etmiyor!
http://sharkattacksurvivors.com/2013/shark-bite-victim-12-months-after-attack.html
Bahama'nın, Memory Rock sahilinde köpekbalığı turizmi yapılmaktadır. Kafes içinde suya indirilen turistler, kanlı et atılarak etrafa toplanan köpekbalıklarını izlemektedirler.
2008'de bu bölgeye bir tekneyle gelen dalgıç turistleri çevresini birden bir grup aç kaplan köpekbalığının sarmasıyla can pazarı başlar. 4 dalgıç yüzerek köpek balıklarından kaçmaya çalişsada başarısız olur. Turistlerin teknesi alabora olur bir kadın ve iki erkek Yakında teknesiyle bulunan Jonathan Rose, bu kan gölünün içinde köpek balıklarının bir adamı tamamıyle parçalayıp, yemelerine tanık olur. Korkunç olaydan kurtulan olmaz. Rose, 3 cesetten birkaç parça organ bulmayı başarır. Organların geri kalanları ise yakalanan köpekbalığının midesindedir.
Vic Hislop'a göre köpekbalıkları zaman içinde insan etine karşı bir lezzet geliştirdiler bu yüzden de özellikle insanların balık avlama alanlarına yakın yerlere akın ettiklerini söylüyor. Denizde kaybolan yüzlerce insanın sorumlusunun köpekbalıkları olduğunu ifade ederek ve kanıt olarak da avladığı köpekbalıklarının midelerinden çıkan insan parçalarını gösteriyor.
http://www.vidivodo.com/video/insan-yiyen-dev-kopek-baligi/355125
http://tioharimrtie.blogspot.com.tr/2010/12/15-of-worst-shark-attacks-ever.html
Yevgeny Trishkin Aralık 2010’da Mısır’ın en gözde tatil bölgesi olan Sharm El Sheikh’te köpek balığı saldırısı sonucu ağır yaralanır. Mısır Turizm Bakanlığı, Kızıldeniz’de eli kopan Rus turiste 50 bin dolar tazminat ödemek zorunda kalır. Aynı dönemde, üç Rus, bir Ukraynalı daha köpekbalığı saldırısına uğrar ve Alman kadın hayatını kaybeder.
Uzmanlara göre canlı hayvan taşıyan şileplerin limana varmadan denize boşalttıkları hayvan leşleri ve dalış turu organize edenlerin köpek balığı çekmek için uyguladığı yöntemler ve çevre kirliliği açık denizde olması gereken köpekbalıklarını kıyıya çekmektedir.
Mısırlılara göre ise İsrail’in hayvanları eğitip, Kızıl Deniz sahillerine turistlere saldırmak üzere yönlendirmesi başlıca etmendir. Sharm El Sheik’ te denize girme yasağı hala devam etmektedir.
http://turizmguncel.com/makale/kopek-baligi-tehdidi-altinda-misir-turizmi-m412.html
Aslında değil, köpekbalıkları sadece doğalarının gereğini yapıyor. İnsanlar, köpekbalıklarının yemek listesinde yer almıyor. Saldırıların temel özellikle sörf tahtasının veya dalış kıyafetlerinin renginin dokusunun fok, deniz aslanı vb hayvanlarla karıştırmaları Suda çırpınmak da köpekbalıklarını tahrik ediyor. Hasta ya da yaralı bir av olduğumuzu sanıyor ve saldırıyor. Bu durumda şanslıysak köpekbalığı saldırıp bir ısırık alıyor, yenecek bir şey olmadığını düşünüyor, bırakıp ve gidiyor. Fakat ısırdıklarında da satır kadar keskin ve mikroplu dişleri ciddi yaralanma, kanama ve enfeksiyona ve ölüme sebep olabiliyor.
Köpek balıklarının rahatsız edilmesi, hayatlarının tehlikede olduğunu hissetmeleri de onları insanlara saldırmaya yönlendiriyor. Diğer tür saldırılarda ise köpekbalığı bizi tehdit olarak algılıyor, daha hırçın ve saldırgan hale geliyor. Korkutamak ve bölgesinden kovmak için saldırıyor. Derin su köpekbalıkları dalgıçlara yaptığı ansızın saldırıların çoğu bu türden Bu durumda köpekbalığı kurbana önce kafası ile vurur ve sonra ısırıyor. Aç kalan köpekbalıklarının zaman zaman insanları ısırıp tadına bakmaları onarın insan etine karşı bir istek gelişmesne sebebiyet verdiği de teoriler arasında...
Açgözlülüğünü ve öldürme tutkusunun üstesinden gelemeyen insanoğlu, köpekbalıklarının senede öldürdüğü insan sayısının kat be kat üstünde, milyonlarca köpekbalığını katlediyor.
Aslında korkması gereken, köpek balıkları. 'Sharklife Conservation Group' adlı kuruluş her yıl aşırı avlanma yüzünden yaklaşık 70 türün tamamen tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade ediyor.
Her yıl 72 milyon köpek balığı sadece yüzgeçleri için öldürülüyor. Çin ve diğer Asya ülkelerinde afrodizyak etkisi için talep gören köpek balığı yüzgeci çorbası için öldürülüyor. Yakalanan köpek balıklarının yüzgeçleri canlı olarak kesildikten sonra, bedeni yeniden denize atılıyor. Yaralı köpek balığı ne yön bulabiliyor ne de yüzebiliyor, acı içinde yavaş yavaş ölüyor.
Özetle, eşref-i mahlukat insanoğlu, anlık zevki için, kan bedeninin belli bir yerine pompalansın diye, milyonlarca canlıya işkence edebiliyor.
Bilim insanları, büyük beyaz köpek balığı türünün düşünülenden çok daha büyük bir tehdit altında olduğu konusunda uyarıyor. Turistler ve av meraklıları büyük beyaz köpek balığının etkileyici dişlerine hatırı sayılır paralar ödüyor. Dişler kolye olarak boyunları ya da oturma odalarının bir köşesini süslüyor. Bir dişin uzunluğu 7,5 santimetreyi buluyor. Köpek balığının kafası da sevilen dekorasyon objeleri arasında.
.
Fotoğrafta milyonlarca canlının ölümünden sorumlu, en acımasız, zevki için bile canlıları öldürebilecek korkunç bir canlı türünü görmektesiniz. Hemen yanında ise huzurla yüzen büyük beyaz köpekbalığını...