Hopa ve Arhavi bölgesindeki selin doğayla ne kadar uyumsuz olunduğu ve doğanın hoyratça kullanıldığını gösterdiğini ifade eden Mahmutoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi:
'Derelere bırakılan çöpler, nehir yataklarına yapılan tesisler daha ne kadar felaket yaşadığımızda ders alacağımızı bilmeyeceğimiz bir geleceğe doğru dörtnala bizleri sürüklemektedir. Bütün doğa gibi Karadeniz de canlıdır ve maalesef can çekişmektedir. Ortaya çıkan çöplerin, balçıkların ve her türlü atığın çok ilkel ve basit bir yöntemle denize boca edilmesi gözbebeğimiz Karadeniz’e vurulan son hançerlerden biridir. Mimarlar Odası olarak bir kez daha uyarıyoruz; bunun yöntemi bu değildir. Çöplerin istiflenip, paketler halinde atık merkezlerine ulaştırılması, balçıkların deniz ve dere yataklarından uzak bölgelerde araziye serilmesi gerekmektedir. Tabii ki bunun bir maliyeti vardır. Bundan kaçmamamız gerekir.
Yoksa bugün yaptığımız gibi denizi çöple doldurursak çok yakın bir gelecekte, doğanın hiç hesap edemeyeceğimiz tepkileriyle karşılaşırız. Bizler bu dünyayı dedelerimizden miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık. Emaneti layıkıyla koruyalım ve gelecek kuşaklara teslim edelim.'