Peçeteleri hazırlayın, Keanu Reeves'in hayat hikayesi de en az filmleri kadar etkileyici.
Peçeteleri hazırlayın, Keanu Reeves'in hayat hikayesi de en az filmleri kadar etkileyici.
Babası, Hawaii'de eroin sattığı gerekçesiyle tutuklanmıştı, Keanu 3 yaşındayken evlerini terk etti. Son görüşmeleri ise 13 yaşındayken oldu.
Annesi Patricia, Reeves'in çocukluğu boyunca sürekli farklı yerlere taşınıyordu, bu sebeple henüz 17 yaşında 4 lise değiştirmek zorunda kaldı. Hawaii, Avustralya, New York ve Kanada'da yaşadı. Bu sırada disleksi, onun eğitim hayatını çok daha zor bir hale getiriyordu.
Asfaltın üzerinde yarı baygın yarım saat yatmış ve öleceğini düşünmüş, hatta yoldan geçen bir tır nefes alamadığı için çıkardığı kaskını ezip geçmiş. Motosiklet tutkusu nedeniyle, daha sonradan, 1996 yılında da ayak bileğini kırmış ve kalıcı şekilde yaralanmış. Belki o ölümü bir şekilde atlatmıştı ancak hikayenin ilerisinde, ölüm onu ve çevresini bırakmayacaktı.
River Phoenix, döneminin en yetenekli aktörlerinden biri olarak kabul ediliyordu, eğer yaşasaydı bugün tanıdığımız Hollywood yıldızlarından biri olma ihtimali yüksekti. Jacqueline Phoenix'in kardeşi olan River Phoenix, Keanu ile 'I Love You to Death' filminin setinde tanışmıştı. Kısa sürede yakın arkadaş olan ikilinin arasından su sızmıyordu.
1991 yapımı film için 'My Own Private Idaho' için Reeves'a teklif gelmişti ve bir başka isim daha aranıyordu. Reeves, senaryodaki rolün arkadaşı River Phoenix için biçilmiş olduğunu gördü, 1600 kilometrelik bir motor yolculuğu ile yanına gidip onu ikna etti.
Ne var ki filmden iki yıl sonra, 1993'te, Phoenix aşırı dozdan dolayı ölü bulundu. Reeves en yakın arkadaşını kaybetmişti.
Jennifer Syme ünlü yönetmen David Lynch'in asistanlığını yapıyordu. Ancak 1999 yılında, The Matrix'in çekimleri sırasında beklenmedik bir felaket gerçekleşti.
1 Nisanda kahvaltı yapmışlardı, ertesi gün Syme'a ulaşamayan Reeves, acili arayıp onun orada olup olmadığını sordu. Ne yazık ki Jennifer Syme oradaydı: Marilyn Manson'un evindeki bir partiden dönerken aracının kontrolünü kaybederek defalarca takla atmış ve hayatını kaybetmişti.
2006'da verdiği bir röportajda bu cümleleri kullanmıştı Reeves.
İnsanlar acı ile başa çıkabileceğimiz inancına sahip, 'İşte bitti, daha iyiyim' diyorlar. Ancak yanılıyorlar. Sevdiğiniz insanlar öldüğünde, yalnızsınızdır.'
Hala dünyaya iyilik saçmaya devam ediyor!
The Matrix gibi bir kült yapımın seçilmiş kişisi Neo'nun yanı sıra Sweet November, Şeytanın Avukatı, Constantine ve John Wick serisinde boy gösterdi.
Belki de bu rolle arasında kurduğu psikolojik bağ, John Wick'i bu kadar başarılı bir karakter haline getiriyor, ne dersiniz?
Bu adam yaşlanmıyor lan. Hepimizi gömer üstüne John Wick 4 çeker
eveeeet hadi açılın, yine ben geldim :) bir kaç ufak düzeltme dışında hata yok içerikte, aferin :) river ölü bulunmadı, aşırı dozdan komaya girdiğinde johnny deppin barı viper romda hep birlikteydiler. river bir anda krize girip ambulans gelmeden resmen kollarında öldü. jenniferla bebeğin ölümünden sonra ayrılmadılar ama ilişkileri kopma noktasındaydı. o partiye keanu da davetliydi ama matrix çekimlerinde olduğu için gitmedi, setten dönerken polisin aramasıyla kaza yerine çağırıldı. o dönemden sonra bir tane ciddi ilişkisi oldu, nişanlandı ama yürütemediler ve ayrıldılar, buna rağmen hala çok yakın arkadaş olarak görüşmeye devam ediyorlar. sadece 1 değil, tam 7 kere motorsiklet kazası geçirdi, bunun 2 tanesi gerçekten çok ağırdı. her iki bacağında da bu kazalardan kalma hasar ve yanık izleri var. ayrıca karnında 40 dikişlik bir yara izi bulunuyor. başka aklıma gelen bişey olursa yazarım :)
Şu Cyberpunk 2077yi sırf bu adam için almak istiyorum, Keanu reyiz sen varsan biz de varız ulannnnn