Evde olmak zorunda olmadığı günlerde, giriş saati 9'du. Holly bir süre de olsa Hooters adlı restoranda çalışmaya devam etti çünkü hem dış dünyayla olan iletişimini sağlıyor hem de para kazanıyordu. Hefner'ın sağladığı tek şey kıyafet ve kozmetik ürünlerdi.
Holly duygusal olarak tamamen çökmüştü. Arkadaşı sandığı Vicky başta olmak üzere diğer kadınlardan bazıları ona oldukça kötü davranıyordu. Hefner sürekli kısıtlıyor, dış görünüşünü eleştiriyor ve ona aptal muamelesi yapıyordu. Kırmızı ruj sürmesine izin verilmemişti, Nefner Holly'nin kısa saçlarından nefret ediyor ve ona ''Yaşlı, çirkin ve ucuz görünüyorsun.'' diyordu.
Mümkün olduğunca az konuşmaya çalışan Holly kekelemeye başlamıştı. Malikanede yaşamaya başlayalı henüz 1 yıl olmamışken kendini öldürmeye kalkıştı:
''Kendimi boğmak, yaşadığım saçma hayattan kurtulmanın en mantıklı yolu gibi geldi. Artık bu duruma katlanamıyordum.''
Holly yardım için çırpınsa da terapiste gitmesine Hefner'ın izin vermediğini kitapta anlatıyor. Sonuçta Holly doktora gidip bazı antidepresanlar almaya başlamıştı. Utançtan anne ve babasına ne olduğunu anlatamadığını söylüyor. Malikanede ise hiç kimse onun ne yaşadığıyla ilgilenmiyordu.
''İnsanlar depresyonla birlikte ortaya çıkan davranışlarımı farketti ama farklı yorumladılar. 'Kendini beğenmişin teki.' ya da 'Tam bir o*ospu!' diyorlardı mesela.''
Neticede Hefner onu Hooters'daki işini bırakmaya zorladı. Holly'nin para kazanabileceği başka bir iş yoktu. Ayrıca Hefter malikanedeki kızların dergilerde boy göstermesini çoktan yasaklamıştı çünkü sonunda onu bırakıp gidiyorlardı.
''Basit bir garsonluk işiydi ama bırakmaya zorlandığımda dış dünyayla olan ilişkimin tamamen kesildiğini hissettim. Ve sahip olduğum tek bağımsızlığı da kaybediyordum.''
Hefner'ın uzun süre sekreterliğini yapan Mary O’Connor ve Bridget Marquardt adlı bir kız arkadaşı Holly'nin tek sırdaşlarıydı. Mary O’Connor ile olan ilişkisinde çizgiyi aşmamaya dikkat ediyordu çünkü o Hefner'a sadık bir çalışandı.
''Ona ne kadar kötü olduğumu hiç belli etmedim. Çünkü Hefner'ın sekreteriydi ve 'Kendimi öldürmek istiyorum! Çıkarın beni buradan!' diyecek değildim.''
Bridget Marquardt'la daha çok şey paylaşyordu:
''Ama ona bile ne kadar kötü hissettiğimi söylemekten çekiniyordum. Malikaneye taşınmayı seçmek öyle cüretkar bir davranıştı ki, depresyonda olduğunu kabul etmek ne kadar saçma bir karar verdiğini kabul etmek, tükürdüğünü yalamaktı. Ve ben bunu yapmaya hazır değildim.''
yine bir kadının yaşadığı zor dönemlere, pişmanlıklarına bakıp ''prim yapıyor, tabi ki seks olucaktı başka ne olucaktı, ekmeğini yemiş pişmanım diyor vsvs'' yorumlarınıza başlamışsınız. tebrikler arkadaşlar, yine türk halkı olarak gözlerimi yaşarttınız. kadınlar bile böyle yorumlar yapıyorsa şu platformda, ben gidip kusucam sanırım
ben dedim yillarca malikanade kal diye.
Bence bu kız prim yapma derdinde. Kimse buna bunu yada şunu yap dememiş herşeyi kendi başına yap sonra başkalarını suçla ohh ne ala anasını satayım