Hollandalıların yaşamlarına biraz daha detaylı bakalım...
Hollandalıların yaşamlarına biraz daha detaylı bakalım...
Ülke tamamen hayatın her alanında tasarruf yapmaya yönelik çeşitli kampanyalarla doludur. Her aile harcamalarını sıkı bir şekilde kontrol eder. Çiftler özel günlerde birbirlerine hediye alır ancak bu hediyeler not yazılmış bir kart, oyuncak ve anahtarlık gibi basit şeylerdir.
Her yere bisikletle giderler, yemeklerini evden getirirler ve son kullanma tarihi geçmiş ürünleri hala yenilebilir durumdaysa tüketmeye devam ederler. Bunlar gibi davranışlar Hollanda'da oldukça normal ancak daha sonradan taşınan turistler bazı olaylara çok şaşırmış:
'Yolda yürürken arkadaşıma rastladım, bir kutu dondurma almış ve içinden bir tane isteyip istemediğimi sordu. Ben de istedim, daha sonra birlikte dondurma yedik. Ertesi gün bana geldi ve şöyle dedi: 'Dün verdiğim dondurma için bana hala 40 sent borcun var, kutunun tamamı 2.40 euroydu.' Bunu söylediğinde çok şaşırmıştım, ona 40 sentini verdim ve dersimi aldım.'
Aileler genelde 2-3 çocukludur ve çocuklara bakma sorumluluğu hem annede hem de babada eşittir. Pazar günlerini tüm aile koşu, yüzme, sörf gibi aktiviteler yaparak geçirir. Günün en önemli olayı ise akşam yemeğidir. Aileler akşam yemeklerini birlikte yaşadıkları insanlarla yemeyi tercih eder bu nedenle aileden olmayanların gitmesini rica ederler.
Hollandalılar günlük hayatlarında oldukça açık sözlüdür. Size bugün iyi görünmediğinizi veya bir şeyleri yanlış yaptığınızı direkt olarak yüzünüze söylerler. Açık sözlülükleri Hollanda'ya taşınan turistler için oldukça kaba görünebiliyor ancak Hollandalılar kimseye hakaret etmek istemezler, yetiştirilme tarzları böyledir...
Ülkede 18 milyon kayıtlı bisiklet bulunur, bu sayı ülkenin nüfusundan biraz da olsa fazladır. Bisikletliler için ayrı yollar inşa edilmiştir ve şehirlerarası yollarda bisikletler için otobanlar bulunur.
Havalar soğuduğu zaman Hollandalıların çoğu patenlerini hazırlar. Şehirlerdeki nehirler ve kanallar donduğu zaman yetkililer buzun kalınlığını ölçtükten sonra insanlara buz pateni yapmaları için resmi olarak izin verir.
Hollandaca dilinde tıslama ve hırıltıya benzeyen sesler bulunur. Birkaç yıl boyunca dil kursu alan insanlar derslere rağmen çoğu zaman insanların ne dediğini anlamayabilir. Bu nedenle ülkenin çoğu yerinde İngilizce yaygın olarak kullanılır.
Hollandalılar olağanüstü bir olayla karşılaşsa bile 'sorun değil' gibi tepkiler verebilir. Örneğin kar nedeniyle işyerlerini açamayan insanlar müşterilerini arayarak bugün çalışamayacaklarını belirtir, müşteriler de bunu 'sorun değil, böyle şeyler olabilir' diyerek karşılar...
Hollandalılar kahvaltı, öğle yemeği ve ara öğünlerde ana ürün olarak ekmek ve peynir tüketir. Birçok okulda sıcak yemek zorunlu değildir, çocuklar genellikle bütün gün meyve atıştırmalık ve sandviç tarzı şeyler yerler. Gün boyunca sıcak olarak yedikleri tek yemek akşam yemeğidir. Akşam yemeğinde de hazır çorba tüketmeyi tercih ederler.
Hollandalılar için günlük duş almak önemlidir ve dişlerini fırçalamak için oldukça zaman harcarlar. Evlerini saatlerce temizlemeyi de severler ancak ellerini yıkamanın gerekli olduğunu düşünmüyorlar. Çoğu zaman dışarıdan eve geldiklerinde, tuvaleti kullandıklarında ya da yemekten önce ellerini yıkamazlar. Ellerini yıkamadıklarında bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olacağını düşünürler.
Ülkede ücretli doğum izni yaklaşık olarak 16 hafta sürer. Her iki ebeveynin de çalıştığı ailelerde, insanlar bebeklerini anneanne ya da babaannelerine bırakmak yerine anaokuluna bırakır. Çocuk sahibi olan adaylara iş görüşmelerinde diğer çalışanlara göre daha azaltılmış çalıma saatleri sunulur. Hollandalı çocuklar Avrupa'nın en mutlu çocukları olarak kabul ediliyor. Bunun nedeni ise ailenin sağlıklı atmosferine bağlıdır. Hollandalı annelerin ana fikri oldukça basittir: Çocukları doğduğunda kendi hayatlarını ihmal etmezler. Anneler çalışmaya devam ederler, arkadaşlarıyla buluşurlar ve kişisel ilgi alanları için zaman bulurlar.
İyi çalışma koşulları ve önemli iş yasaları sayesinde işsizlik oranı düşüktür. Hollandalılar için ailelerine zaman ayırmak oldukça önemlidir bu nedenle saat 6'dan sonra ofiste birilerini görmeniz oldukça nadirdir. İş yerinde yorgunluk ve tükenmişlik kaynaklı durumlar için ücretli hastalık izni Hollanda'da oldukça yaygındır.
Hasta olduğunuzda ilk olarak aile doktoruna başvurmanız gerekir. Aile doktorunun ilk yapacağı şey ise dinlenmeyi önermek ve ağrı kesici vermek olabilir... Eğer ağrı kesici işe yaramazsa hasta başka doktorlara yönlendirilir. Yani direkt olarak tek bir alana bakan uzak doktorlarda randevu alamazsınız.
Hollandalılar akrabalarının, arkadaşlarının ve iş arkadaşlarının doğum günlerini özel bir takvime yazarlar. Bu önemli tarihleri kaçırmamak için takvimlerini banyolarına asarlar.
Hollandalılar çevreye çok duyarlı olmalarıyla da bilinir. En popüler ulaşım aracı bisiklettir ve çok düzgün bir şekilde geri dönüşüm yaparlar. Çöpleri kategorilerine göre ayıran insanlara konut ve kamu hizmetleri için indirim kuponu bile verilir.
Havalar ısındığı an herkes dışarı çıkar ve mangal yapmaya başlar. Konumu nedeniyle Avrupa'nın diğer şehirlerine de sık sık giderler.
Yallah Hollanda’ya diyenler benim için bi bilet parası toplasanız aranızda da dönmemek üzere gitsem şu güzide memlekete ve insan gibi insanca yaşasam. Haydi be.
#7 Hollandaca diye bir dil yok Felemenkçedir o
Hahahah genel olarak çok doğru açık sözlülükleri ve yemek ikram edip para istemeleri özellikle... ilk başta çok garip geliyor.