Güç göstergeleri sandığımızdan daha çok toplum tarafından şekillendiriyor.
Güç göstergeleri sandığımızdan daha çok toplum tarafından şekillendiriyor.
Cevap 1980'li yıllarda Geert Hofstede tarafından verilmiş: Güç mesafesi endeksi (Power Distance Index).
Güç Mesafesi Endeksi Listesi
Bazı toplumlar ise bireyci değerden ziyade toplumsal değerleri ile öne çıkmaktadır.
Hofstede, ülkelerin kültürel yapılarını ele alarak, 72 farklı ülkede faaliyette bulunan IBM firması çalışanları üzerinde, kültürel değerleri içeren anket soruları sonuçlarına göre endeksler oluşturmuştur.
Kazadan önce kokpitte gerçekleşen konuşmalar, kara kutu dinlenerek analiz ediliyor.
Hava trafiği oldukça yoğun ve kule ile iletişim yardımcı pilotun görevi. Kolombiya uçağının yakıtı tükenmek üzere ve bu durumun kuleye net bir şekilde belirtilmesi gerekiyor.
'Bu arada yakıtımız azalıyor' tarzında cümleler söylüyor. İniş için yeterli yakıtın kalmadığını 'net' bir şekilde ifade edemiyor. Yakıt bitiyor ve uçak çakılıyor.158 kişiden 73'ü hayatını kaybediyor.
İkilem kazalarla sonlanabiliyor. Güç mesafesi uçak kazalarının büyük bir yüzdesine sebep oluyor. Güç mesafe endeksi yüksek olan ülkeler ve ülkelere göre uçak kazası sayısı listeleri, benzer sıralamayı içeriyor.
Karar verici mercilere gerekli bilgiler açık ve beklenen netlikte verilmezse olumsuz sonuç kaçınılmaz oluyor.
Organizasyonlar bilgi ile ilerleyip gelişebiliyorlar. Bu bilginin doğru, net ve zamanında iletilmesi bir adım ileriye gidebilmek için önem taşıyor.
Liderler resmi sembollerinden vazgeçerek gayri resmi statülerini güçlendirebilirler.
Güç mesafesi yüksek ülkelerde ise güç figürlerini bu şekilde davranırken görmek güç.
Bisikletle sarayin bir odasindan diger odasina gidemezsin
Çok mantıklı ve güzel bir paylaşım. Ancak unutmamak gerekir ki ülkelerdeki şeffaflık ve karakter özellikleri de çok önemli. Örneği Avrupa zamanında yaşadığı dini baskılar, mezhep savaşları veya iç/dış savaşlar nedeniyle bazı şeyleri öğrenmiş. İnsanlar artık mezhep olsun din olsun milliyet olsun pek takmıyor gibi, kimse kimseye karışmıyor. Bireysellik ön planda olduğu için ve ülkeler adalet şeffaflık gibi konularda da gelişmiş olduğu için sıkıntı duymuyor gibi. Bizde lidere itaat had safhada. Demokrasi adına da pek bir şey öğrenmemişiz sandığa oy atmak dışında. Karşılıklı saygı yok. Senin partin başa geçip diğerlerini ezse hoşuna gidiyor sesin çıkmıyor. Sonra başkası gelip seni eziyor. Empati hak hukuk kalmadı. Herkes birbirine düşman, sinir küpü. Böyle bir ortamda devlet liderleri zaten istese de korumasız gezemez. Bizim daha alacak çok yolumuz var malesef yazmakla temenni etmekle olmuyor.
harika bir bilgi paylaşımı.Çok teşekkürler