Histoloji Tıp'ta, Moleküler Biyoloji'de veya Hemşirelik'te baba derslerden biri, bu malum.
Ancak kavram kargaşasından mı yoksa bayık geçen derslerden mi veyahut sınavlarından mıdır bilinmez insanı baş aşağı edecek bir derstir.
Şimdi ona bakalım.
Histoloji Tıp'ta, Moleküler Biyoloji'de veya Hemşirelik'te baba derslerden biri, bu malum.
Ancak kavram kargaşasından mı yoksa bayık geçen derslerden mi veyahut sınavlarından mıdır bilinmez insanı baş aşağı edecek bir derstir.
Şimdi ona bakalım.
Derslerin zamanı ikiye katlarcasına yavaş geçmesinden mütevellit saç sakal ağartan bir derstir Histoloji.
Hocanın bazen bu kadar şeyi nasıl ezberinde tuttuğunu kendi kendine insana sorduran bir durum söz konusu. Bir gün ara verilse insanı alır götürür en başındaki haline döndürür Histoloji...
Histoloji'nin bir süre sonra basmaya başlamasından ötürü ara sıra akla gelir bu düşünce. Dışarıda in cin top oynarken içeride beyaz saçlı bir hocanın kendi kendine konuşması bir gariptir.
Acayip bir durumdur aslında. Hücrenin dengesini sağlayan bu kaide yapısı hep bir tanıdık gelir, sıcaktır, bizdendir.
Finalde kalan öğrencinin Histoloji konusunda bir şey yapacağını söylemek fazla umut vermek gibi bir şey olacaktır.
''Abi tükürürüm böyle derse!'' derken, bir umutla tekrar başlanıp üst üste yaşanır ki iğrenç bir durumdur.
Kendilerini yüksekte gören, her kavramı yalamış yutmuş, öğrenciyi adam saymayan hoca.
Aslında şoktan ziyade bir alışılmışlığa atılan ilk adımdır.
Çünkü bütünlemeye ve ikinci döneme kalmadan Histoloji bitiren adamın eli öpülebilir.
İlkokul çocuklarını aratmayacak bir biçimde boyama defterleri olur. Yalnız buranın pis tarafı preparatlara iki üç kere bakıp bakıp görüntü çizmedir ki Histolojinin en pis taraflarındandır.
Dersten farklı bir mecrada kafa başka şeyle uğraşmaya başlar. Ders anlamını yitirir. Ve sınıfın en güzel kızı ya da erkeği gülümseyerek karşıda belirir.
İşin kötüsü dersi genelde erkek hoca yönetir. Sonra bir aydınlanma yaşanır ve aynı sıkıcı ortama geri dönülür.