Hele ki o şey maddi anlamda hiçbir değere sahip değilse ya da kişisel olarak sizin için hiçbir anlam ifade etmiyorsa…
Gerçekte hiç umurunuzda olmayan bir şeyi, sizin için hiçbir gereği olmayan bir şeyi beklenmedik bir eylem sonucu ‘çalsaydınız’?
Toplum arasında ‘hırsızlık hastalığı’ olarak da bilinir ve yaygın kanı olarak ruh sağlığının bozulması sonucu oluşur.
Çocukluk dönemlerinde aileleri tarafından baskılara maruz kalan kişilerde daha sık görülür.
Kendisi için hiçbir anlam ifade etmeyen şeyi çalarken ise büyük bir mutluluk ve haz duyar, kendisini çok iyi hisseder. Hırsızlık yaptıkça rahatlayacağını ve kendini bulacağına inanır kişi.
Fakat, eylemi gerçekleştirip, hırsızlığı yaptıktan sonra yine daha önce hissedilmemiş bir pişmanlık ve suçluluk duygusu beyne hücum eder.
Derinlerde bir yerde yaptığı şeyin yarattığı suçluluk duygusu katlanarak büyümeye devam eder.
Yakalandıktan sonra toplum içindeki itibarını kaybetme korkusu, beyni zehirlemeye ve zihni sıkıştırmaya başlar yavaş yavaş…
Korku ve endişeler, anksiyete ve depresyonun da tetikleyicisi görevindedir artık.
Bir yandan kendisini iyi hissetmek için bir şeyler çalmak isterken, bir yandan da sonralarda yaşayacağı pişmanlık ve korkunun arasında sıkışır kalır düşünceleri.
Velhasıl, zor hastalıktır bu kleptomani…
Kleptomani hastası olan kişi, genelde maddi değeri olmayan şeylere yönelir, kendisi için bir anlam ifade etmeyen şeylere. Bu kişiler, eylemleri hakkında uzun uzadıya düşünmezler, kimseyle plan yapmaz, kimseden de yardım istemezler. Çaldıkları şeyleri çoğu zaman kullanmazlar, hatta geri götürüp yerine koyarlar.
Bir hırsıza göre oldukça farklı davranışlar sergilerler kısacası.
Küçükken plajda bir çocuğun deniz gözlüğünü çalmıştım, babamın bana alacak parası yoktu. Ve sanki birgün beni bulacaklarmış gibi gittim inşaat halinde ki bir binaya sakladım.
Arkadaşımda var bu tesadüfen farketmiştim markette 2 yıl önce ona kızmadım neden yapıyosun dedim cevap vermedi lütfen bidaha yapma dedim ama devam ediyor ve evet ailesinden çok baskı görmüş biri bu şahıs
Bizim apartmandaki kadının gelini de öyleydi.Herkes birde ona güvenip anahtar bırakıp gidiyordu falan.En sonunda yakalandı.Ama bu hastalığı yüzünden serbest bırakılmıştı.O gitti ama hala herkes o ailenin arkasından hırsız diye konuşuyor.Hatta bu da link:http://www.sabah.com.tr/yasam/2011/03/19/hirsiz_komsuya_kamerali_tuzak