Hıncal Uluç'un Sabah'ta yayınlanan yazısının bir bölümü şöyle:
'Rusya-Ukrayna krizinden söz ediyorum.. Ortada hatta 'Üçüncü Dünya Savaşı' ve hatta dünyanın belki de sonu olacak nükleer savaş konuşulur ve bizim, Sabah dahil bazı çokbilmiş yazarlar, Allah'ın günü, olabilecek en kötü ihtimalleri, hem de nasıl kurgularla sıralarken Türkiye'nin bir 'Dünya Lideri' yarattığından kimse söz etmiyor..
Savaşı adeta körükleyen NATO ve ona bağlı ülkelerden 'Gık' yok.. Avrupa Birliği'nden 'Gık' yok.. Hepsini geçin.. Birleşmiş Milletler'den 'Gık' yok..
Orda kentler bombalanır, siviller, çocuklar ölürken, dünya sessizlik içinde..
Birleşmiş Milletler'in etkin yürütme gücünü bilirsiniz. Güvenlik Konseyi.. 5'i daimi, 4'ü seçilmiş 9 üyeden oluşur. 5 daimi üyenin 'veto' hakkı vardır.. Bunlardan birinin 'Hayır' demesi, dünya için en hayırlı kararın iptal edilmesine sebep olur.
Yani Birleşmiş Milletler'in, yani dünyanın Rusya için 'Savaşı durdur' kararı almasının anında sıfıra düşmesi için, Konsey'de Rus delegenin 'Nyet' demesi yeterlidir.'
Erdoğan'ı sevmeyin... İle başlayan cümlede Türkleri kast ediyor ve daha sonra AKP'liler gibi biat etmemizi istiyor. Krizden sorna yine Türkler ve AKP'liler olarak karşı kaşıya gelirmişiz! Türkiye'nin Erdoğancılar ve Erdoğan'a karşı olanlar diye ayrılmadığını, konunun daha derin olduğunu böyle vurgularsak anlaşılır herhalde. İtirazı olan varsa Ensar şehrine bakabilir.
Birisi buna BM'de Ukrayna hakkında Türkiye'nin çekimser oy kullandığını söylesin.
Olen bir annenin ardindan, ustelik cinayet ve Feto baglantisi iddia edilen bir olumun ardindan, olen kadina iftira atan bu bunak, ne derse desin kictan cikan pirt sesi gibi geliyor.